36. Sayı

Türkiye’de Karikatür ve Mizahın Kısa Öyküsü – Çağrı Cebeci

Karikatür; bir kişi, bir olay ya da eylemin komik ve abartılı bir şekilde resmedilmesi olarak tanımlanabilir. Türkçeye Fransızca “caricature” kelimesinden geçmiştir.  Bu çizgili anlatım sanatı, birey ve toplum ile alakalı olayları yorumlayarak dikkat çekmeyi amaçlar. Bu sanat kısa ve öz olarak mesajını anlatır ve hem insanların dudaklarında bir gülümseme hem de hafızalarda iz bırakır. Karikatürün […]

Devamını Oku
36. Sayı

Cumhuriyet’in Dil Politikalarındaki İlk Soluğa Kısa Bir Bakış – Yunus Emre Uyar

Büyük askerî ve siyasi zaferlerin mümessili olan Atatürk yönetimiyle başlayan Cumhuriyet Dönemi, birçok alanda olduğu gibi dil planlamalarında da önceki dönemlerde uzun uzadıya tartışılan birçok konunun çözüme kavuşmasına sahne olur. Artık ülkeye inkılapçı bir ruh egemendir, nitekim kurucu ilkelerden biri de inkılapçılıktır. Kurucu lider Atatürk, kültür politikalarına önem veren bir lider olarak kültürün taşıyıcısı olan […]

Devamını Oku
36. Sayı

100 Yıllık Edebiyat Dergiciliğimiz Açısından Mevcut Kanonun Görmediği Dergi: Divan – Selçuk Küpçük

Türkiye’deki dergicilik araştırmaları bakımından bu zamana dek mevcut kanonun görmek istemediği ve yok saydığı, ancak kendi mahfili içerisinde belli bir edebi pratik ve birikim inşa eden kimi süreli yayınların olduğunu pekâlâ söylemek mümkün. Kasım 1978-Ekim 1979 tarihleri arasında toplam 12 sayı kadar yayınlanabilen ve kendi düşünce geleneği içerisinde önemli bir yer işgal eden Divan Kültür […]

Devamını Oku
36. Sayı

Şevket Süreyya ve Falih Rıfkı’nın Gözünden Cumhuriyet Yolculuğu – İsmail Kılınç

  Türk tarihi ile Türk edebiyatının paralel seyrini dikkate aldığımızda en keskin değişimlerden birisi “Cumhuriyet’in ilanı” desek herhalde yanlış yapmış olmayız. Modern Türkiye’nin temelleri atılalı bir asır oldu ve bu temelin atılmasıyla sosyo-kültürel algılarda radikal değişmeler gerçekleşti. Pek tabii Cumhuriyet rejimi öncesinde Batı’ya dönük birçok fikir kargaşamız ve bu minvalde icraatlarımız (meşruti yönetim gibi..) olmuştu. […]

Devamını Oku
36. Sayı

Cumhuriyet’e Giden Yolda Bir Nûmune Şehir: Samsun – M. Halistin Kukul

Cumhuriyet’e giden yol/yollar çok çetin, çok zor ve çok dikenlidir. Önce, bu yolun/yolların açıklığa kavuşması/kavuşturulması lâzımdır ki, Cumhuriyet’in değeri anlaşılabilsin. Sonrasının tahlili ayrı ve o da, çok geniş incelemeyi gerektirir. Bir defa şunu ifade etmeliyim ki; 19 Mayıs 1919 öncesi Samsun’un durumu ne ise, Türkiye’nin bütün şehirlerinin hâli de hemen hemen aynıydı. Balkan ve Sarıkamış’taki […]

Devamını Oku
36. Sayı

Cumhuriyet’in Harcında Yer Alan iki Türkçü Roman – Metin Savaş

Türk edebiyatında Nihal Atsız’ın Ruh Adam kurgusuyla zirvesini bulmuş olan Türkçü/Turancı romanların başlangıcı 1920 yılında tefrika edilen Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun Gönül Hanım adlı eserinin öncesine dayanıyor. Biz bu yazımızda Türkçü/Turancı romanlar kapsamına giren iki romanı kısaca değerlendireceğiz. Bu iki romanın yazarı Türk Ocaklı iki kadındır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine katkı sağlamış bu iki romanın edebî […]

Devamını Oku
36. Sayı

Öykücülerimiz Türk Öyküsünün Yüz Yılına dair Neler Söylüyor – Soruşturma: Numan Altuğ Öksüz

  Cumhuriyet’imizin 100. Yılında Türk Edebiyatı dosyamız için bazı öykü yazarlarımıza “Türk öyküsünün yüz yılına dair görüşleriniz nelerdir?” sorusunu yönelttik. Faruk Duman Öykü, Türk Edebiyatı’nın en güçlü olduğu türlerden biri. Bizim öykücülüğümüz masal geleneğine dayandığı için kıvrak ve yeniliklere açık. Bu nedenle geleneksel hikâye anlayışı da modern öykü de hızla ve çok sayıda önemli yazar […]

Devamını Oku
36. Sayı

Öykünün Uzun İnce Yolunda Dağınık Bir Macera – Muhammet Erdevir

Masal, mit, destan, kıssa, ve menkıbe gibi anlatmaya bağlı tüm metinler özünde birer hikâye anlatmaktadır. Ancak Tanzimat Dönemi’nden itibaren edebiyat dünyamıza giren yeni bir tür daha bulunmaktadır. Başlangıçta “hikâye” olarak adlandırılsa da kavramın geniş kullanım alanından dolayı 1950’lerden itibaren bu yeni türe “öykü” denilmektedir. TDK sözlüğü “hikâye” sözcüğünü “Bir olayın sözlü veya yazılı olarak anlatılması; […]

Devamını Oku
36. Sayı

Cumhuriyet’in 100. Yılında Hikâyeciliğimizin Kimliği: Türk Hikâyesi mi Türkiye Hikâyesi mi? – Prof. Dr. Şaban Sağlık

  “O bir hikâye, alınyazısı değil…” Mustafa Kutlu Bir edebiyat türü olmanın dışında hikâye o kadar çok bağlamda kullanılmaktadır ki, neredeyse “dil” ve “konuşma” gibi kavramların yerini almış gibidir. “O hikâye öyle değil…”, “Bana şu olayın bir hikâyesini anlat bakalım!..”, “Filmin hikâyesini çok beğendim.”, “Bana hikâye anlatma!..”, “İşin gücün hikâye!..” gibi deyim ve söyleyişler hemen […]

Devamını Oku
36. Sayı

Cumhuriyet Dönemi’nde Aruzu Kullanan Şairlere Dair Bir Değerlendirme – Ersin Bayram

  Aruzun Arap edebiyatında doğduğu, bir sisteme sokularak geliştirildiği ve oradan da Farslara ve Türklere geçtiği kabul edilir. İslamiyet’ten önceki Türk şiirinde hece ölçüsü kullanılmaktadır. Türkler, İslamiyet’le beraber aruzu hem Arap hem de Fars edebiyatından etkilenmek suretiyle almışlardır. Fakat bu tevarüste millî nazım şeklimiz heceye yakın aruz kalıpları tercih edilmiştir.[1] Etkileşim sahasının yakınlığı, uzun süre […]

Devamını Oku
X