32. Sayı

Bir Okyanus Türküsü yahut Bir Gurbet Serencamı – Oğuzhan Karaduman

Türküler… Bazen dert ortağıdır bazen yürek sızısıdır. Milletimiz neyi var neyi yok işlemiştir türkülerine. Yöresi ezgisi fark etmez. Bir notası bir dizesi insanı alır ve başka bir âlemin eşiğine getirir. Bu eşikten geçenler bilirler ki türküler Türk’ün en samimi hâlidir. Türküsü olmayan köy, kasaba yoktur. Bu yazımızda üstat Faruk Nafiz Çamlıbel’in deyimiyle bir çiçek dermeden […]

Devamını Oku
32. Sayı

Mevsimlerin Düşündürdükleri – Sabit Bayar

Anı yaşarız, zamanı yaşarız ve mevsimleri de yaşarız. Bazen bilmeyiz ne mevsimindeyiz. Bahar mı, yaz mı, kış mı? Ya da güz mü? Farkına varmayız, umursamayız çoğu zaman ve öylece yaşar gideriz. Bazılarımız için durum böyledir. Bazılarımız ise mevsimleri derinden yaşar. Hâlden hâle bürünür. Mevsim değişir, kendi de değişir. Böylece gider insanın ömrü. Mevsimler demiştik sözün […]

Devamını Oku
32. Sayı

Necatigil’den Vivir Dos Veces’e Beynelmilel Aşk – Ülkü Yılmaz

Arapça bir kelime olan aşk’ın kendisiyle aynı kökten gelen aşeka yani sarmaşık ile yakından ilgili olduğu söylenegelir. Bu bağıntıya göre, sarmaşığın kuşattığı ağacı kuruttuğu gibi aşırı sevgi de seveni sarartıp soldurduğu için bu duyguya aşk denilmiştir. Asırlar boyu, başka başka toplumlarda, birbirine benzer duygularla yaşanan aşk uğruna insanlar ya dağları delmiş Ferhat gibi ya aklını […]

Devamını Oku
32. Sayı

Geleneğin Tarihsel Seyri ve Eğitim: Medusa Efsanesi Örneği – Olcay Bayraktar

… Medusa üç Gorgo’dan birisidir. Gorgo Yunan mitolojisine göre bir tür dişi canavardır. Medusa, Perseus (Zeus’un Danae’den doğan oğlu) tarafından öldürülür ve ölmek üzere iken at kılığındaki Poseidon’dan hamile kalır. Medusa’nın başı bakıldığında taşa çevirecek korkunçluktadır. Athene, bakıldığında taşa çevirecek korkunçlukta olan Medusa Perseus’tan başını alır ve onu kalkanına takar. Böylelikle kendisine gelen kötülüklerden kendisini […]

Devamını Oku
32. Sayı

Dil ve Coğrafya – M. Halistin Kukul

Dil; kültürün hem baş-yapımcısı, hem en büyük ve en mühim taşıyıcısı ve hem de kültürü içinde besleyen muhteşem bir ikrâm’dır. Dil olmadan, kültür; kültür olmadan da “millet olma” asla mümkün değildir. Çünkü… Dil, öyle muhteşem bir değerdir ki bir milletin maddî ve mânevî bütün kültür değerleri, onun içine nüfûz etmiş, sinmiş ve onda, muhafaza altına […]

Devamını Oku
32. Sayı

Abc – Lavinya Öz

1928 Mayıs Mecliste rakamların değiştirilmesi görüşülürken yeni alfabe konusu da ortaya atıldı. Maarif Vekili Mustafa Necati Bey, bu yoldaki hazırlıkların sona ermekte olduğunu belirtti. Oluşturulan Alfabe Heyeti (Dil Encümeni ya da Dil Heyeti adlarıyla da anılmıştır), çalışmalarına başladı. Heyet; başlangıçta, beş yıl süreli bir uygulama öngördü fakat  esaslı bir devrimci olan Mustafa Kemal ATATÜRK karşı […]

Devamını Oku
32. Sayı

Menim Dilim – Nuh Öztürk

  Atalarının doru kısraklar, yağız küheylanlarla tozu dumana kattığı bu yolu, tangır tungur homurdanan bir minibüsle alıyordu şimdi.  Atın yelesinde yel gibi esmek yerine bir teneke yığınına mahkûm oluşuna acı acı güldü.  Ağır ahşap bavulu olmasaydı yürümeyi bile göze alabilirdi bu soğukta. Neyse ki uzaktan görünmeye başlamıştı o koca alamet. Çocukluk arkadaşıydı o, ilk aşkını […]

Devamını Oku
32. Sayı

Mamak’ta Bir Koğuş – Mehmet Toygar Özdemir

Koğuş kir, pas, ter kokuyordu. Yataklar birleştirilmişti. Buranın, kapasitesinin çok üstünde tutuklu barındırdığını anlamak hiç zor değildi. Dokuz doğuracak kadın gibi karnı burnundaydı koğuşun. İnlemeler, hırlamalar, horlamalar insanı oldukça rahatsız ediyor, vicdanı körelmeyenleri derinden sarsıyordu. Tutuklular duygularını kaybetmiş gibi görünüyordu. Herkes kendi derdine odaklaştığı için başkaları çok uzaktaki bir fotoğraftı sanki. Tutuklular uyumuş mu, yoksa […]

Devamını Oku
32. Sayı

Ke Ke Me Ruhların Türküsü – Nisa Eser

Nefret ediyordu insanlardan. O konuştuğunda sekteye uğrayan kelimelerden de ölesiye nefret ediyordu. Boğazını tıkayan, başını ve ağzını katılaştıran harflere düşmandı. Fakat en çok da çokbilmiş o insan müsveddelerinin bakışlarına tahammülü yoktu. Hayatında bir müddet sessiz kalmak zorunda hissetmişti; sonra bu zorunluluğu kabul etmiş, sessizliği vücudunun bir uzvu haline getirmişti. Yalnızlık için de aynı şey söz […]

Devamını Oku
32. Sayı

Sıfır Noktası – Ahmet Şen

  Sen susunca şehirli moğollar giriyor yurduma çamaşır iplerine efkâr Boğazlanan hayvanlar gibi gülüşüm bazen noksan kederli Böyle söylüyorum çünkü bir seferde anlatılır şey değil Senetsiz bir odam aslından korkan nüshalarım var Bir keresinde ölüler taşıdı tabutumu varılacak yerlerim uzak mı ki Tutar da yeniden başlarsam diye biriktirdiğim çocuk masumiyeti Duvara yaslanmış gölgeme dokundurtmadım kimseleri […]

Devamını Oku
X