36. Sayı

Öykünün Uzun İnce Yolunda Dağınık Bir Macera – Muhammet Erdevir

Masal, mit, destan, kıssa, ve menkıbe gibi anlatmaya bağlı tüm metinler özünde birer hikâye anlatmaktadır. Ancak Tanzimat Dönemi’nden itibaren edebiyat dünyamıza giren yeni bir tür daha bulunmaktadır. Başlangıçta “hikâye” olarak adlandırılsa da kavramın geniş kullanım alanından dolayı 1950’lerden itibaren bu yeni türe “öykü” denilmektedir. TDK sözlüğü “hikâye” sözcüğünü “Bir olayın sözlü veya yazılı olarak anlatılması; aslı olmayan söz, olay; gerçek veya tasarlanmış olayları anlatan düzyazı türü, öykü.” şeklinde tanımlamaktadır. “Öykü” sözcüğü içinse aynı sözlük “Ayrıntılarıyla anlatılan olay, hikâye.” tanımını yapmaktadır. Romanın, tiyatronun, senaryonun hatta tarih ve mitoloji metinlerinin de birer hikâyesi vardır. Öyküyü onlardan ayıran özellik ise öykünün hikâyesinin bol ayrıntılı bir üslupla, yoğunlaştırılmış ve damıtılmış bir dil işçiliğiyle, kendine has kurgusal bir atmosferde anlatılıyor oluşudur.

Halk edebiyatımızda Dede Korkut Hikâyeleri ve halk hikâyeleri ile görünür olan tahkiye geleneğimiz divan edebiyatında mesnevi formunda vücut bulmuştur. Yenileşme Dönemi’nde ise Emin Nihat Bey’in Müsameratname’si, Giritli Aziz Efendi’nin Muhayyelât isimli eseri ve Ahmet Mithat Efendi’nin Letâif-i Rivâyât serisi Batılı anlamda öykü türünün öncüleridir. Samipaşazâde Sezâi Bey’in Küçük Şeyler’i bu türün yerleşip kabul görmesinde etkili olmuştur. Halit Ziya ve Mehmet Rauf’un verdiği eserlerle etki alanını artıran öykü türü, Ömer Seyfettin’in büyük gayretleri ile bağımsız bir tür olarak kendini kabul ettirmeyi başarmıştır. Tüm edebî kariyerini bu yeni türe adayan Ömer Seyfettin ilk gerçek öykücümüzdür desek abartmış olmayız. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin gibi isimlerin eserleri ile geniş okur kitlelerine ulaşan öykü türü, Kenan Hulusi Koray, Nahit Sırrı Örik, Sadri Ertem, Memduh Şevket Esendal, Sait Faik Abasıyanık ve Sabahattin Ali gibi öykücülerin ürünleri ile Türk edebiyatında kendine geniş bir alan açmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılını selamladığımız şu günlerde, modern edebiyatımızın da nereden başlayıp nereye gittiğini bir kez daha düşünebiliriz. Esasında dünyayı algılama biçimimizde büyük bir kırılma olan modernleşme süreci, sanat ve düşünce hayatımızı diğer sosyal alanların hepsinden fazla etkiledi. Edebiyatın genelini ve özelde öykü türünü bu etkilenme sürecinden bağımsız düşünemeyiz. Öykücülerimizin geçtiğimiz yüzyılda başardıkları kadar başaramadıkları da modernleşme sürecinin etkisi altında değerlendirilmelidir. Türk toplumunun başat özelliklerinden biri olan sentezcilik Türk öykücülüğü söz konusu olunca yine kendini göstermekte. Son yüzyılda yazılan öykülere baktığımızda gerek konu çeşitliliği gerekse teknik zenginlik açısından bu sentezci tavrın hakimiyetini görebiliriz. Her yirmi otuz yılda bir, öykü türünün kanonik özelliklerini zorlayan, kabuğunu kırmaya çalışan, sınırlarına ve sınırlılıklarına itiraz eden yeni bir öykücü kuşağının ciddi mesafeler kat ettiğini fark ediyoruz. Şiirde eğilimleri on yıllık kuşaklar halinde takip edebiliriz ama söz konusu olan öykü olduğunda kuşakları yirmi otuz yıllık dönemler üzerinden okumak daha tutarlı olur. Çünkü öykünün kalıplarının kırılması, paradigmasının değişmesi zaman almaktadır.

1950’lere gelindiğinde değişen dünya koşulları ve toplumsal yapı edebiyatta da bir değişim ve yenileşmeyi beraberinde getirmiştir. Edebiyat tarihimize 1950 Kuşağı Öykücüleri olarak geçen bu kuşak, bireyi merkezi alan bir sanat görüşüyle varoluşçuluk ve sürrealizm gibi akımlardan beslenen yeni bir öykü anlayışının öncüsü oldular. Toplumcu gerçekçi damarın aksine bireyin yalnızlık ve bunalımına odaklanan bu öykücüler, etkileri günümüzde de süren nitelikli ürünlerle Türk öykücülüğünde yeni bir dönemi başlatmış oldular. Adnan Özyalçıner, Demir Özlü, Demirtaş Ceyhun, Erdal Öz, Ferit Edgü, Leyla Erbil, Nezihe Meriç, Onat Kutlar ve Orhan Duru gibi isimlerin verimleri öykü tarihimiz için önemini hâlâ korumaktadır.

Yazının devamını okumak için lütfen satın alınız.

Leave feedback about this

  • Rating

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field

X