Faydasız Muharebe – Muhammet Durmuş
I Bildiğimiz tarih boyunca öğretiler, doğru bir yaşam ve ideal bir toplum hayatı için önemli tavsiyeler taşır. Bu tavsiyeler,.
“gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım
Böyle başlıyordu “üçüncü şahsın şiiri.” Çok etkilendiği bir kızın “siluetine” yazmıştı bu şiiri. O yüzden “üçüncü şahıs.” Onu tanıyamamış ama ondan çok etkilenmiş. Bu şiir Attilâ İlhan’ın Yağmur Kaçağı adlı şiir kitabındadır. İlhan, kitabın sonunda meraklısı için şiirlerin hikâyelerine kısaca değinir. Biz de şiirdeki gerçeklikle gerçek hayatın uyuştuğunu böylece tasdiklemiş oluruz.
Attilâ İlhan’ı 14 yaşında “Yağmur Kaçağı” şiir kitabıyla tanımıştım. Belki herkesin ilk önce onu tanıdığı gibi yani aşk şiirleriyle. “Ben sana mecburum, bilemezsin/adını mıh gibi aklımda tutuyorum” deyişi, “elimden tut yoksa düşeceğim/yoksa bir bir yıldızlar düşecek” dizeleri ya da “ayrılık sevdaya dahil” şiiri çoğumuzun hafızasındadır. Ancak Attilâ İlhan’ın şairliğinin dışında güçlü yazarlık yönü de var. Prof. Dr. Yakup Çelik İsimler Sözlüğü’nde onu “şair, yazar, gazeteci, senarist” diye vasıflandırdıktan sonra onun 52 eserini sıralar. “Sisler Bulvarı, Yağmur Kaçağı, Ben Sana Mecburum, Yasak Sevişmek” şiirlerinden; “Kurtlar Sofrası, Dersaadet’te Sabah Ezanları, Zenciler Birbirine Benzemez, Fena Halde Leman” romanlarından bir çırpıda aklıma gelenler.
Onun fikir adamlığı ve polemikçi yönünü de yabana atmamak gerekir. Türk aydınına yönelik eleştirilerini burada hatırlatmak isterim. Özellikle Batı kültürünün “gelişmişlik” olarak dayatılması karşısında millî kaynaklara yönelmek gerektiğini, bu yönelişin esaslarını da “Ulusal Kültür Savaşı” adıyla ortaya koyduğunu vurgulamalıyım. 2004-2005’lerde TRT 2’de “Attilâ İlhan’la Zaman İçinde Yolculuk” adıyla bir program yapmıştı Attilâ İlhan. Batı’nın Türkiye’ye bakışı, Türk aydınının meseleleri, kültür politikalarımız gibi daha birçok konu üzerinde görüş ve anılarına yer verdiği çok kıymetli bir programdı o. Zaten TRT 2’deki o programı da onun milletine son sohbetleri olmuştu. 10 Ekim 2005’te aramızdan ayrıldığında 80 yaşındaydı.
30. sayımızda 20. yüzyılın önemli Türk aydını Attilâ İlhan dosyası ile huzurlarınızdayız. Fikir adamlığı, romancılığı, şairliği üzerine birbirinden değerli yazılar var dosyamızda. M. Hayati Özkaya, Metin Savaş, Ahmet Melih Karauğuz, Yasin İzgi, Erdal Baran, Numan Keser, Muhammed Durmuş ve Ali Abbas Agahoğlu dosya üzerine yazdılar. Katkıları için teşekkür ederiz.
30. sayımızın şairleri: Ahmet Şen, Ozan R. Kartal, Seda Nur Kurt ve Serdar Aydın. Bu sayımızda 6 öykümüz var: Lavinya Öz, Dürdane Akdoğan, Dilek Akıllıoğlu, Mehmet Toygar Özdemir, Ayşe Ay ve Fatma Tutak öyküleriyle bu sayımıza yerini alan yazarlarımız.
Mehmet Ali Kalkan “Anılarda Kalanlar” adıyla yazı dizisine başlıyor. Bu sayımızda rahmetli Cemâl Sâfi’yi anıyor Mehmet Ali Kalkan.
Ersin Bayram, Halistin Kukul, Rıfat Kütük, Kadir Tepe, Cebeli Yerlikaya, Heybet Akdoğan, Hanife Güney, Tayyibe Nisa Özdemir deneme, makale ve kitap eleştiri yazılarıyla 30. sayımızda aramızdalar.
Numan Altuğ Öksüz söyleşilerine bu sayıda da devam ediyor. Yazar Abdullah Kasay ile söyleşmesini bahar sayımızda keyifle okuyabilirsiniz.
Her sayıda olduğu gibi bu sayımızın da karikatürünü çizen Çağrı Cebeci’ye ve kapak resmimizi çizen Nuriddin Çelenk’e özellikle teşekkür etmeliyim.
Yeni ve daha güzel sayılarda buluşmak dileğiyle.
Düzeltme: Bir önceki sayımızda Halit Selim Dönmez’in “İye misin Sen?” olan yazısının başlığı “İyi misin Sen?” olarak basılmış. Bu hatadan dolayı hem yazarımızdan hem siz okuyucularımızdan özür dileriz.
Yaşar Vural
I Bildiğimiz tarih boyunca öğretiler, doğru bir yaşam ve ideal bir toplum hayatı için önemli tavsiyeler taşır. Bu tavsiyeler,.
“Seneler evvel…” diye lafa başlayacağım ama bu sahne dün gibi gözümün önünde. Seneler evvel sinemada seyrettiğim bir filmden kısa kısa.
Attilâ İlhan, İzmir, Menemen’de doğmuş olsa da babasının görevi (kaymakam) gereği gitmiş olduğu Anadolu şehirlerinde mekân değişikliğinin kendisine kazandırdığı ileri.
TOPLUMCU GERÇEKÇİ SANATIN ORTAYA ÇIKTIĞI DÖNEMDE TÜRK EDEBİYATININ PANOROMASI Edebiyat konuşulacağı zaman bu dalın temsilcilerinin yaşamlarından, yaşadıkları sosyal ve siyasi.
Attilâ İlhan’ın en meşhur şiirlerinden biri olan Ferda, müşarünileyhin “Bela Çiçeği” isimli şiir kitabının içerisinde yer almaktadır. İlhan, Ferda şiirinde,.
İçinde yaşadığımız coğrafya, yüzeyde görünmese de derinlerde yaşanan ve herkesin hayatını etkileyen travmalarla dolu bir coğrafya. Dünyadaki küresel dönüşümler, sermayenin.
Roman sanatı, Batı Avrupa’da, feodal düzenin içerisinden burjuvazinin türeyişiyle belirmeye başlıyor. Muhakkak ki roman sanatının doğuşunu yukarıdaki bu tek cümleyle.
KAPTAN’A SELAMLAR… M. Hayati ÖZKAYA Şair bu, an gelir dertlenir, kederlenir, sevinir, çılgına döner; neler neler düşünür bilinmez. Bazen kendini.