Ayşe İlker hocam bu sayıdaki yazısında şöyle diyor: “Bir kitap medeniyeti olduğumuzu iyice idrak ettim okudukça.” Bir kitap medeniyeti olduğumuzu hatırlatan ne çok şey var aslıda bize. Batı’nın bizi yerleştirmeye çalıştığı sığ ve dar görüş yahut “ilkel” kalıpların dışında mürekkeple, kâğıtla, yazıyla zannedildiği kadar uzak değildik. Rahmetli Fuat Sezgin bilimler tarihinin insanlığın ortak mirası olduğunu söylerken Türk ve İslam âlimlerinin kültür, sanat ve bilimdeki kayıp 8 asrının peşinden koşuyor, bir yandan bilimler tarihi bütün insanlığın mirasıdır derken diğer yandan da bu mirasa Türk-İslam âlimlerinin katkılarını ortaya koymaya çalışıyordu. Biz “kitap” ve “okuma”ya nasıl uzak bir medeniyet olabiliriz ki?

Kıymetli okuyucularımız,

2022’nin yaz sayısını kitap tutkusuna ayıralım istedik. Ben bir koleksiyoner değilim ancak sayfalarında yaşanmışlık barındıran kitapları almayı, yeni kitap almaya tercih ederim. Kitap biriktirme hastalığım olmamakla birlikte kütüphanemi de mümkün olduğunca zenginleştirmeye çalışırım. Kitap şuuruna ermemişlerin “okudun mu bunların hepsini” sorusunu saymazsak bu durumumdan şikâyetim yok. Kitap medeniyeti olduğumuzu önce kendi evimize hatırlatmalıyız diye düşünüyorum. Çocuklarımız kitapların, kitaplığın olduğu bir evde büyümeli, onlara dokunmalı, açıp okumalı, onlar üzerinde konuşmalıdır. Teknolojik aletlerle geçirdikleri uzun vakitlerin hiç olmazsa bir kısmını kitaplarla geçirmelidirler. Kitaba erişimin o kadar kolay olduğu bir çağda kitaptan o kadar uzaklaşan bir toplum olmamalıyız.

Dosyamızda birbirinden güzel yazılar olduğunu ifade etmeliyim. Bir kitap tutkunu Yahya Erdem Bey, kitapların kıtalar aşan yolculuğunu bizatihi takip edip, onların hikâyelerini bizlerle paylaşıyor. Prof. Dr. Ayşe İlker hocamız da çocukluk ve gençlik çağlarında kendisine yön veren, kitap medeniyeti olduğumuzun fikrine vardıran kitaplarla tanışmasını “Kitaplarım Varlığımın İnşası” yazısında bizlerle paylaşıyor. Kitap tutkusu dosya konusu olur da bu dosyada sahaflara yer vermemek olur muydu? Yine bir kitap âşığı rahmetli Etem Coşkun’u oğlu Cantürk Coşkun anlatıyor. Etem Coşkun’un da bir yazısı devamında yer alıyor. Arkadaşımız Burak Akdağ, Ankara’da sahaflık yapan ve bir dönem bizim de satış noktamız, durağımız ve ilk etkinliğimizi yaptığımız yer olan Mefkûre Sahaf’la bir söyleşi yaptı. Değerli sahaf dostumuz Tolga Akıska’ya bu söyleşi için de ayrıca teşekkür etmeliyim. Kitap tutkusu dosyasının meydana gelmesine yayın kurulu üyemiz Dr. Ersin Bayram’ın çok emeği var. Ersin Hoca, hem dosya yazılarıyla ilgilendi hem de kendisi dosyaya bir yazıyla katkı sundu. Dosyamızda bunların dışında Hakkı Suat Yılmazer, İsmail Kılınç, Süheyla Ağan ve Ülkü Yılmaz da yazılarıyla yer aldılar.

Yaz sayımızın şairleri Serdar Aydın, Ozan R. Kartal, Ahmet Şen, Muhammet Durmuş ve Mahmut Kaplan.

31. sayımız öykü zengini bir sayı oldu. Nisa Eser, Muhammet Durmuş, Ramazan Dönmez, Mehmet Gül, Dilek Akıllıoğlu, Ayla Coşkun Ceren ve Abdullah Aydın öyküleriyle bu sayımızın konukları.

Doç. Dr. Mehmet Emre Çelik Hocamız Edebice’nin ilk sayısından itibaren yayın kurulumuzda yer alıyor. Uzun süredir Bosna’da görevli olan Hocamızla yabancılara Türkçe öğretimi üzerine yine yayın kurulu üyemiz Yunus Emre Uyar söyleşti. Bu söyleşiyi de keyifle okuyacağınızı umuyoruz.

Bu sayıda bendeniz de bir gezi yazısı ile yer aldım. Batı Karadeniz kıyılarına yaptığım yolculuğu anlattığım yazımın, sizlere o güzellikleri görme isteği uyandıracağını düşünüyorum.

Halistin Kukul Hocamız “Yunus Emre’de Sosyal Bir Mesele Olarak Yalan”, İlkay Coşkun “Mehmet Ali Kalkan’ın Şiirlerinde Türklük” adlı denemeleriyle dergimizin sayfaları arasında yerlerini aldılar.

Çağrı Cebeci karikatürüyle yine en sonunda bizleri düşündürmeye devam ediyor.

Yeni ve daha güzel sayılarda buluşmak dileğiyle.