35. Sayı

Aydınlar, Sorunlar, Tavırlar – İkbal Vurucu

  Sosyal yapı, içinde yer alan farklı edimci ve bunların işlevlerinin karşılıklı etkileşimi ve ilişkisinden meydana gelmektedir. Sosyal kurumların kendi özgül ve özgün görünümleri, birbirleriyle olan karşılıklı ilişkileri, işlevleri gerek bireysel gerekse grupsal düzeyde davranışsal etkileri söz konusudur. Her bir edimcinin işlevi mevcut bütünlük içinde birbirine bağımlı ve bağlı bir şekilde işler, gelişir, değişir, anlamsal […]

Devamını Oku
35. Sayı

Ondaki Kendi Aksi – Köksal Geçer

Hakikattir geçtiğimiz yollar İçtiğimiz su ve ürperen mor seher Atımın terkisine yüklediğim gülüşler. Hakikattir aldığımız nefes Duyduğumuz ses ötelerden Ve ötelere gideceğimiz. … (Hakikat, Ersin Özarslan) Hiç tanışmamışlardı onunla. Nasıl bir şeydi acaba? Kendisi kadar somut, kendisi kadar sahici, kendisi kadar inandırıcı bir şey miydi? Sesi nerelerden geliyordu ve nasıl ulaşıyordu? Onu duymak nasıl bir […]

Devamını Oku
35. Sayı

Oğuzhan Karaduman ile Söyleşi – Konuşan: Mine Kardeşoğlu

Yazar Oğuzhan KARADUMAN ile İsmail Habip Sevük’ün Türk Folkloruna Katkısı adlı eseri hakkında konuşacağız. Oğuzhan hocam, okurlarımızın sizi daha yakından tanıması adına kendinizden bahsetmenizi rica ediyorum. Eğitim hayatınızdan, mesleğinizden ve özel ilgileriniz hakkında nelere değinmek istersiniz? Öncelikle tüm Edebice okurlarına selamlarımı iletiyorum. Ben Oğuzhan Karaduman. 1989 yılının 29 Haziran günü Kayseri’nin Develi ilçesinde doğdum. Atalarımız […]

Devamını Oku
35. Sayı

Bir sözcüğün Ölümüne Tanıklık Etmek – Prof. Dr. Mustafa Sarı

Sait Faik Dülger Balığının Ölümü adlı hikayesinde hem balık hakkında bilgiler verir hem de bu çirkin balığın ölüm anını anlatır, uzun uzadıya. Şeffaf bir zarla kaplı olan gövdesinde çivi, keser, kerpeten ve testereye benzer çıkıntılar bulunan ve adını da bu çıkıntılardan alan dülger balığına İstanbullu Rum balıkçılar Hristos balığı diyormuş. Sevan Nişanyan Hristo sözünün esasında […]

Devamını Oku
35. Sayı

Anılarda Kalanlar 5: Ahmet Tufan Şentürk – M. Ali Kalkan

Ahmet Tufan Şentürk Ağabey nüfus kâğıdına göre 1924 doğumlu ama gerçekte 1918-20 yıllarında Ermenek’te doğmuş. Hisar Dergisi Sahibi Mehmet Çınarlı da o topraklardan. Çok sevdiğim bir şiirini Ahmet Tufan Şentürk Ağabey’e ithaf etmiş. Şiir şu: Alın Yazısı            – Şair Hemşehrim Ahmet Tufan Şentürk’e- Doğduğumuz memleket bütün taştı, çakıldı; Sert yoğrulmuş […]

Devamını Oku
35. Sayı

Canım Âkif! Dedem, Atam… – Lavinya Öz

Saat tam olarak on üç, nokta, sıfır, sıfır… On üç, nokta, sıfır, bir değil. On üç, nokta, sıfır, sıfır; çünkü Üstat Âkif ile buluşacağım, söz verdiğim yerde, söz verdiğim saatte, aksi mümkün değil, çok kızar, küser, aylarca konuşmaz. Ongözlü köprüye karşı çay içeceğiz, sohbet demlendireceğiz, biraz da anı biriktireceğiz, en unutulmaz olanından. Hava açık, hafif […]

Devamını Oku
35. Sayı

Mesai Saati – Nisa Eser

Gözleri doldu. Düşünceleri onu içindeki yalnızlığa götürüyordu âdeta. Seher vakti bedeni dinlenmeden uyandırmıştı beynini. Tuvaleti gelmişti. Gözlerini ovuşturarak kalktı yataktan. Sendeleyen adımları onu tuvaletin önüne götürdü. Uyku mahmurluğu ile eşofmanını sıyırıp uyuşmuş bedenini klozete bıraktı. Geçen bu sürede gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Uykusunun hafifliğinden şikâyet etti homurdanarak. Klozetin karşısındaki aynaya bakarken dolan gözlerinin parlaklığı […]

Devamını Oku
35. Sayı

Tek Renk Yasası – Yunus Alkan

1. BÖLÜM Ufak tepeleri aşıp toprağın kahverengiyle olan ilişkisini gözler önüne seren bir düzlüğe vardığımda, uzaklarda müstakil evlerden oluşan bir köy görünüyordu. Baktıkça içime anlamsız bir korku oturdu. Bütün evler siyahtı. Bir renk insanın ruhuna bu kadar etki edebilir miydi? Ruhuma oturan ağırlıkla köye doğru yürümeye devam ettim. Ayak seslerime eşlik eden daha güçsüz bir […]

Devamını Oku
35. Sayı

Ateş – Dilek Akıllıoğlu

Bir… iki… üç… Nefes al… Ver. Tekrar; derin bir suyun altından yüzeye çıkarmışçasına nefesini vermelisin. Taş merdivenleri hatırla! Her sabah tek tek sayardık basamaklarını. Sonra en üst basamakta yan yana ve göz göze gelişimizi anımsa, ardından böyle uzun uzun nefes verişimizi. Uyandım zannediyorum ve fakat sabah takım elbise ile çıktığım evimden çok farklı yerde gibiyim. […]

Devamını Oku
35. Sayı

Şapkalı Çocuk – Muhammet Durmuş

Otuz senedir yaşadığımız şehre bak, ne hale gelmiş. -Parkeye takılıp tökezledim.- Memleket koca bir şantiyeye benziyor anasını satayım. Beni dinle Sefa, sağı solu kesmeyi bırak. Bir şey anlatıyoruz. “Caz yapma da anlat, kulağım sende.” Dinlemenin yarısı gözledir sevgili kardeşim. “Oğlum yan yana yürüyoruz lan, nasıl bakayım sana?” E yanından geçen kızları görüyorsun. Geçen saç boyasının […]

Devamını Oku
X