35. Sayı

Tek Renk Yasası – Yunus Alkan

1. BÖLÜM

Ufak tepeleri aşıp toprağın kahverengiyle olan ilişkisini gözler önüne seren bir düzlüğe vardığımda, uzaklarda müstakil evlerden oluşan bir köy görünüyordu. Baktıkça içime anlamsız bir korku oturdu. Bütün evler siyahtı. Bir renk insanın ruhuna bu kadar etki edebilir miydi? Ruhuma oturan ağırlıkla köye doğru yürümeye devam ettim. Ayak seslerime eşlik eden daha güçsüz bir ses kulağımı tırmaladı. Arkamı döndüm. Tek ayağı sakat, zayıf, susuzluktan dili dışarıda kalmış bir köpeğin bana baktığını gördüm. Ağır adımlarla yanına gittim. Havlamaya başladı.

“Sakin ol, su vereceğim.” dedim.

Beni duymamışçasına havlamaya devam etti. Sırt çantamdan su şişemi çıkardım ve ufak bir kabın içine dökerek ona uzattım ve bir an sustu, önce suya sonra bana baktı. Ardından tekrar havlamaya başladı.

“Sen bilirsin.” dedim ve suyu yere döktüm.

Tekrar yürümeye başladığımda köpek topallayarak bana eşlik ediyor ve durmadan havlıyordu. Her ne kadar onu duymamaya çalışsam da sürekli havlaması, bütün bedenimi sarsıyordu. Ufak bir tepeyi aştığımda tekrar ileriye baktım. Köy hâlâ çok uzaktı ve havlama sesi artık kafamın içinde çok büyük yer kaplıyordu.

“Sus artık, lütfen sus!” diye bağırdım.

Bağırışım köpekte bir tepkiye yol açmıştı. Şimdi sesi daha gürdü.  Beni dinlemeyeceğini anladığımda, gerçeği kabullenerek yürümeye devam ettim. Saniyelik zaman dilimi içinde beni takip etmeyeceğini umdum. Bir umut işte! O ise eşliği sürdürmeyi tercih etti.

“Git lütfen, gelme benimle.” dedim.

Gözüm yeniden topal ayağına ilişti. Kafamı kaldırıp köye baktım, hâlâ uzaktı ama bu işkenceye bir saniye daha katlanmak istemiyordum. Derin bir nefes aldım ve köpeğe son kez baktım.

“Hoşça kal.”

Koşmaya başladım. Köpek de koşarak havlamaya devam ediyordu ama bir süre sonra sesi uzaklaşmaya başladı. Bu durumu fark ettiğim an daha hızlı koşmaya başladım ve köyün girişine geldiğimde artık ses yoktu. Hatta hiçbir ses yoktu. Köy uyuyor gibiydi. İçimi bir huzur kapladı.

2. BÖLÜM

Siyaha bürünmüş köyün ara sokaklarından birine girdim. Sessizlik hâkimdi. Dakikalar önce aradığım sessizlik şimdi beni korkutmuştu. Korkulu bir ruh hâli içerisinde etrafı incelerken, pencereden bakan, siyahlar içinde birkaç kadın gördüm. Kadınlar beni fark edince pencereleri kapatıp siyah perdelerini çektiler. O an kendimi bir günahkâr gibi hissettim.

“Lanetli, lanetli…”

 

Devamı için lütfen satın alınız.

Leave feedback about this

  • Rating

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field

X