Hem talebesi hem meslek ve mesai arkadaşı olmanız hasebiyle Mehmet Kaplan’ın uzun yıllar yanında bulundunuz. Kaplan Hoca’yı en iyi tanıyanlardan biri sizsiniz. Mehmet Kaplan’ın hocalığından bahseder misiniz?
Mehmet Kaplan çok iyi bir öğretmendi. Derse tam vaktinde girer, vaktinde çıkardı. Elinde daima notları bulunurdu. Onlara pek bakmazdı da. Daha sonra bize sık sık derslere hazırlanarak girin tavsiyesinde bulundu. Ders öncesi bu hazırlık, insanın dersini en yararlı şekilde düzenlemesine yardımcıdır. Biz daima sadece derslerde değil, her konuşmamızda da metni hazırlardık. En azından ben hep böyle yaptım. Merhum hocamız “Düşünce uçup gider, onu zapt u rapt altına almak ancak yazıyla mümkündür.” derdi. Çok da haklı olduğunu anladık.
Necla Pekolcay Geçtim Dünya Üzerinden isimli hatıratında Kaplan Bey’in çalışkan öğrencilerle daha fazla alakadar olduğuna değiniyordu. Kaplan Bey’in bu tavrı biraz menfi de yorumlandı. Bu hususta siz ne dersiniz? Kaplan Bey’in lisans öğrencileri ile münasebeti nasıldı?
Sınıfta öğrencilerinin hepsiyle eşit mesafedeydi. Kimseyle daha fazla ilgilendiğini hatırlamıyorum. Ancak eskiden sertifika sistemi vardı ve Yeni Türk Edebiyatı Kürsüsü olarak yeni edebiyatı ana bilim dalı seçip tez hazırlayacak öğrenciler için ek seminerler yapardı. İlgili öğrencilere kitaplar tavsiye ederdi. Tezli öğrencileriyle de teker teker uğraşırdı. Belki söylediğiniz yorumlar bu noktadan çıkmıştı. Ama bir hocanın kendi alanında çalışacak öğrencileri yoklamak, onları geliştirmeye çalışmasını ben hiç yadırgamıyorum ve menfi bir yoruma da yol açmışsa çok abes buluyorum.
Orhan Okay’ın Mehmet Kaplan ile mektuplaşmalarını değerlendirmeleriyle beraber neşrettiği Mehmet Kaplan’dan Hatıralar Mektuplar isimli eserini okuduğumda öğrencisiyle daima alakalı, onu takip eden, eser verme ve çalışma konusunda yönlendirerek tavsiyelerde bulunan bir hoca intibaı bende şekillenmişti. Kaplan Hoca’nın doktora öğrencileri ile münasebeti nasıldı?
Kaplan Bey için lisans öğrencileri de onun gelecekteki meslektaşlarıydı. Bu elbette tez çalışmaları sırasında, hele doktora düzeyine ulaştıktan sonra, artık onları yarı meslektaş saydığını söyleyebilirim. Değişik konularda tezler verdiği için hoca onlara kendisini de hazırlar, hatta bazen öğrencilerinin kitaplarını okurdu. Bana vermiş olduğu üç defterdeki notları neşrettim. Hoca için her tez yeni araştırmalara da açılan yollardı. Öğrencileriyle birlikte düşünürdü. Düşüncelerini de her sabah yazdığı denemeleriyle okuyucusuyla da paylaşırdı.
Leave feedback about this