32. Sayı

Mamak’ta Bir Koğuş – Mehmet Toygar Özdemir

Koğuş kir, pas, ter kokuyordu. Yataklar birleştirilmişti. Buranın, kapasitesinin çok üstünde tutuklu barındırdığını anlamak hiç zor değildi. Dokuz doğuracak kadın gibi karnı burnundaydı koğuşun. İnlemeler, hırlamalar, horlamalar insanı oldukça rahatsız ediyor, vicdanı körelmeyenleri derinden sarsıyordu. Tutuklular duygularını kaybetmiş gibi görünüyordu. Herkes kendi derdine odaklaştığı için başkaları çok uzaktaki bir fotoğraftı sanki. Tutuklular uyumuş mu, yoksa yorgunluktan sızmış mıydı? İşte bunu anlamak zordu. Başkalarını duyan yoktu, yarası olanlar acı içinde kendi iniltilerini dinliyordu sadece. Kanları yaralarının üzerinde kurumuştu. Zaman durmuştu. Umut yoktu. Sadece ölmemek için direniyordu herkes. Buradan kurtulup yeniden yaşama dönmeyi kimse hayal bile edemiyordu.

Acı çektirmenin hazzını yüzüne yapıştıran beş gardiyan, aniden koğuşa girdi. Coplarıyla ranzaların kenarlarına vurmaya başladılar. Korkuyu terk edip herkesi korku tüneline sokmayı görev bilen, kendilerinden oldukça emin olan bu beş gardiyan, sürek avına çıkmış birer avcıydı sanki.

“Kalkın ulan!” sesleriyle birlikte herkes korkuyla uyandı.

Olanlara kimse anlam veremiyordu. Gardiyanlar, gözlerine kestirdikleri yirmi kişiyi dışarı çıkardı. Herkes birbirine anlamsız ifadelerle bakıyor, “Neler oluyor, nereye gidiyoruz?” diye söyleniyorlardı.

Saçları üç numaraya vurulmuş biri, ağlamaklı bir sesle mırıldanıyordu:

“Bizi kurşuna dizecekler.”

Sol kolunu oynatamayan başka biri, onlara direnme gücü vermeye çalışıyordu:

“Hele sakin olun, şimdi anlarız. Bu kadar kişiyi bir gecede kurşuna dizemezler.”

Kaderine teslim olmuş görüntüsündeki bir genç, acı gerçeği herkese haykırıyordu:

“Kime hesap verecekler ki? Asker de bunlar, polis de… Yargı kendini inkârın peşinde. Bize sahip çıkacak ne bir kişi var ne de bir kurum. Ailelerimizin gücü de yetmez zaten.”

Yüzlerinde zulmün haritasını taşıyan beş gardiyan, zemini beton bir salona getirdi tutukluları. Yerler ıslak. Hortumlardan insanı üşütmekten öte titreten su akıyor. Gördükleri işkence yüzünden her yerlerinden kan sızan bu yirmi tutuklu, uykudan aniden uyandırıldıkları için hem soğuktan hem korkudan titriyordu.

 

Devamını okumak için lütfen satın alınız.

Leave feedback about this

  • Rating

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field

X