34. Sayı

Peyami Safa’nın Hikâyelerinde Konu ve Karakterler – Prof. Dr. Aliye Uslu Üstten

Ateş Böcekleri ilk baskısı

Dokuz yaşından itibaren hastalıklarla mücadele eden ve on üç yaşında hayatını kazanmak zorunda kalan Peyami Safa, on dokuz yaşına kadar bir taraftan kendini yetiştirmeye çalışır, diğer taraftan da okullarda öğretmenlik yapar.  Çocuk yaşta omuzlarına böylesine güç bir sorumluluk yüklenen yazarın, evin geçimini sağ­lamak için çok okumak ve yazmak zorunda kalması, ya­şadığı bu zorluklar onun erken yaşta fikren ve bedenen olgunlaşmasını, Türk edebiyatının önemli yazarlarından biri olmasını sağlamıştır.
Peyami Safa’nın edebî kişiliğini ve romanların temelini hikâyeleri oluşturur. Her ne kadar bir dönem hikâyeleri­nin baskısı olmadığından yazarın bu yönü geri planda kalmış olsa da roman havasında yazılan ve gelecekte yazılacak romanlarının da “habercisi” olduğu düşünülen eserleri vardır. Peyami Safa, hikâye yazmaya Bu Kitabı Okumayın ile başlar. 14 yaşında ikinci hikâye kitabı, Bir Mekteplinin Hatıratı / Karanlıklar Kralı’nı yazar. 1913 yı­lında yayımlanan bu kitabından sonra Asrın Hikâyeleri (1919), Gençliğimiz (1922), Siyah Beyaz Hikâyeler (1920­1925), İstanbul Hikâyeleri (1924), Aşk Oyunları ve Ateş Böcekleri (1925) yayımlanır.
Hüseyin Rahmi’nin etkisinde entrika ağırlıklı yazdığı ilk hikâyelerinden sonra kendi üslup ve sanatını 1918’de kaleme aldığı Asrın Hikâyeleri’nde oluşturmaya başlar. Ateş Böcekleri ve Resimli Hikâyeleri, Peyami Safa’nın üslubunun daha belirgin olduğu hikâyelerdir. Gerçekçi bir yaklaşımla yazdığı bu hikâyelerinde toplum yapısını gözler önüne serer. Yazarın bu hikâyelerinde “sonraki ro­manlarının olay, psikoloji ve anlatım tekniğinin ipuçlarını görmek mümkündür.”
Yaşadığı maddi sıkıntılar ve hastalıkların yanı sıra sa­vaşlar, Millî Mücadele Dönemi’nde yaşanan yokluk ve acılar Peyami Safa’nın topluma ve olaylara bakış açısını değiştirmiştir. Batılılaşmanın karşısında duran milliyetçi­lik ve bunun beraberinde getirdiği kuşaklar arası çatışma, Doğu/Batı meselesi olarak Peyami Safa’nın eserlerinde yerini alır. Birçok yazar gibi dönemin olaylarına ilgisiz kalmaz, bunları hikâyelerinde ele alır. Kadın-erkek ilişkileri, toplumdaki yoz­laşma hikâyelerinde en fazla işlediği konulardır. Bu konuları ele alırken yine o dönemin insan tipi üzerinde durur. Peyami Safa’ya göre mana bakımın­dan insanlar dört tiptir: keyif adamı, rahat adamı, iş adamı, ideal (mefku­re) adamı. Yaşamak için yaşayan ke­yif adamı, maddi ve manevi zevklerin peşindedir. Keyif verici musikiyi, kaba heyecanlar verici mâcerâ edebiyatını, güldürücü ve dalak şişirici tiyatroyu tercih eder. Keyif adamı tipiyle karıştı­rılan rahat adamının ise en temel özel­liği tembel olması, etliye sütlüye karış­mamasıdır. İş adamı tipi yalnız başarı peşindedir. Bu hedef uğruna her türlü yüksek değeri fedâ eder. Kazanmak, kazanmak, daima kazanmak… Gayesi kazanmak olduğu için, kazandığını ye­mez, daha fazla kazanmağa sarf eder.

Devamını okumak için lütfen satın alınız.

Leave feedback about this

  • Rating

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field

X