Dokuz yaşından itibaren hastalıklarla mücadele eden ve on üç yaşında hayatını kazanmak zorunda kalan Peyami Safa, on dokuz yaşına kadar bir taraftan kendini yetiştirmeye çalışır, diğer taraftan da okullarda öğretmenlik yapar. Çocuk yaşta omuzlarına böylesine güç bir sorumluluk yüklenen yazarın, evin geçimini sağlamak için çok okumak ve yazmak zorunda kalması, yaşadığı bu zorluklar onun erken yaşta fikren ve bedenen olgunlaşmasını, Türk edebiyatının önemli yazarlarından biri olmasını sağlamıştır.
Peyami Safa’nın edebî kişiliğini ve romanların temelini hikâyeleri oluşturur. Her ne kadar bir dönem hikâyelerinin baskısı olmadığından yazarın bu yönü geri planda kalmış olsa da roman havasında yazılan ve gelecekte yazılacak romanlarının da “habercisi” olduğu düşünülen eserleri vardır. Peyami Safa, hikâye yazmaya Bu Kitabı Okumayın ile başlar. 14 yaşında ikinci hikâye kitabı, Bir Mekteplinin Hatıratı / Karanlıklar Kralı’nı yazar. 1913 yılında yayımlanan bu kitabından sonra Asrın Hikâyeleri (1919), Gençliğimiz (1922), Siyah Beyaz Hikâyeler (19201925), İstanbul Hikâyeleri (1924), Aşk Oyunları ve Ateş Böcekleri (1925) yayımlanır.
Hüseyin Rahmi’nin etkisinde entrika ağırlıklı yazdığı ilk hikâyelerinden sonra kendi üslup ve sanatını 1918’de kaleme aldığı Asrın Hikâyeleri’nde oluşturmaya başlar. Ateş Böcekleri ve Resimli Hikâyeleri, Peyami Safa’nın üslubunun daha belirgin olduğu hikâyelerdir. Gerçekçi bir yaklaşımla yazdığı bu hikâyelerinde toplum yapısını gözler önüne serer. Yazarın bu hikâyelerinde “sonraki romanlarının olay, psikoloji ve anlatım tekniğinin ipuçlarını görmek mümkündür.”
Yaşadığı maddi sıkıntılar ve hastalıkların yanı sıra savaşlar, Millî Mücadele Dönemi’nde yaşanan yokluk ve acılar Peyami Safa’nın topluma ve olaylara bakış açısını değiştirmiştir. Batılılaşmanın karşısında duran milliyetçilik ve bunun beraberinde getirdiği kuşaklar arası çatışma, Doğu/Batı meselesi olarak Peyami Safa’nın eserlerinde yerini alır. Birçok yazar gibi dönemin olaylarına ilgisiz kalmaz, bunları hikâyelerinde ele alır. Kadın-erkek ilişkileri, toplumdaki yozlaşma hikâyelerinde en fazla işlediği konulardır. Bu konuları ele alırken yine o dönemin insan tipi üzerinde durur. Peyami Safa’ya göre mana bakımından insanlar dört tiptir: keyif adamı, rahat adamı, iş adamı, ideal (mefkure) adamı. Yaşamak için yaşayan keyif adamı, maddi ve manevi zevklerin peşindedir. Keyif verici musikiyi, kaba heyecanlar verici mâcerâ edebiyatını, güldürücü ve dalak şişirici tiyatroyu tercih eder. Keyif adamı tipiyle karıştırılan rahat adamının ise en temel özelliği tembel olması, etliye sütlüye karışmamasıdır. İş adamı tipi yalnız başarı peşindedir. Bu hedef uğruna her türlü yüksek değeri fedâ eder. Kazanmak, kazanmak, daima kazanmak… Gayesi kazanmak olduğu için, kazandığını yemez, daha fazla kazanmağa sarf eder.
34. Sayı
Peyami Safa’nın Hikâyelerinde Konu ve Karakterler – Prof. Dr. Aliye Uslu Üstten
- Yazar:edebice
- 07/07/2023
- 0 Yorumlar
- 2 minutes read
- 254 Views
- 10 ay ago
Leave feedback about this