34. Sayı

Peyami Safa ve Süreli Yayıncılığı – Feyza Zeynep Erdoğan

Edebiyatla uğraşan aile üyeleriyle büyüyen Peyami Safa, daha çocukken gazeteciliğe ve yazarlığa ilgi duymaya başlar. O dönemde gazetecilik ve yazarlığın yolu ise matbuat âlemine atılmaktan, süreli yayınlarda varlık göstermekten geçmektedir. Bunun farkında olan Peyami Safa ise henüz dokuz yaşındayken arkadaşlarıyla birlikte ilk gazetesini çıkarır: Zenbur. Üç arkadaşın birkaç nüsha bastıkları bu gazetede Peyami Safa’nın Girit ve Alsas Loren’i karşılaştırdığı bir yazı da bulunur. Yazar daha sonraları Cumhuriyet gazetesindeki Talebelerin Çıkardıkları Gazeteler isimli yazısında, çocukların çıkardığı gazete ve dergilere önem verilmesi gerektiğini ve gördükleri ilgiye bağlı olarak çocukların bu alanlarda gelişme göstereceğini dile getirir. Kendi deneyimini de bu doğrultuda değerlendirir: “O küçücük, el yazması olduğu için satırları çarpık, gazete taklidi yapan maymun kağıd parçası üstünde üç çocuğun yalnız masum fikirleri değil, İstikballeri de yazılı imiş. Üçü de matbuat adamı oldular” (Safa 24 Mayıs 1937: 3).

1917 yılında İkdam gazetesinde yazmaya başlayan Peyami Safa, 43 yıl boyunca hem edebî kimliğini hem de gazeteci kimliğini bir arada sürdürür. Sayısız dergi ve gazetede hikâye ve roman tefrikaları ile röportaj, fıkra, makale türünde yazıları yayımlanır. Türk edebiyatında hikâye ve romanlarıyla, Türk basın tarihinde ise özellikle fıkralarıyla önemli isimler arasında yer alan Peyami Safa’nın, çıkardığı dergi ve gazeteler göz önünde tutulduğunda aynı zamanda bir yayıncı olduğunu söylemek mümkündür.

Bunlardan ilki, ağabeyi İlhami Safa ile birlikte 1919 yılında çıkarmaya başladıkları ve Peyami Safa’yı asıl ününe kavuşturan Yirminci Asır isimli akşam gazetesidir. Daha doğrusu Peyami Safa, gazetede Asrın Hikâyeleri adı altında neşredilen hikâyeleri sayesinde adını duyurur.

Yazarın Vecdi Bürün’e aktardığına göre Yirminci Asır’ı, ağabeyi İlhami Safa ve amcası Ali Kâmil Bey’in oğlu Behçet’le gece gündüz çalışıp sonbahara doğru çıkarmaya başlarlar. Gazete, beklemedikleri bir şekilde ilgi görür ve satışlar artar. Öyle ki dağıtıcılar akşama doğru matbaanın önünde toplanıp gazeteleri alır almaz koşarak satmaya giderler. Bu durum karşısında umutlansalar da bastıran kışla birlikte gelen dağıtıcılar azalır ve ortaklar hayal kırıklığına uğrar.

Günümüze ulaşan sayılarına bakıldığında iki sayfadan oluşan gazetenin ilk sayfasında haberlerin ve güncel meselelerin; ikinci sayfasında ise Asrın Hikâyeleri ile reklam ve ilanların yer aldığı görülür. Peyami Safa’nın Cahit Sıtkı Tarancı’ya aktardığına göre Asrın Hikâyeleri, yalnızca halk için yazılan gazete hikâyeleridir ve ilk otuzu imzasız olarak neşredilir. Yazarın geçim kaygısıyla kaleme aldığı ve edebî açıdan yetersiz bulduğu bu hikâyeler, o zamanlar hiç beklemediği kadar ilgi görür. Asrın Hikâyeleri’nin neredeyse hepsinde kadın erkek ilişkileri, ahlâki çöküntü çerçevesinde ele alınır. Beşir Ayvazoğlu’na göre de Peyami Safa’nın daha sonra da bu tarz eserler kaleme almasının sebebi, onun gazetenin baskı sayısını arttırma çabası ve geçim kaygısı yaşaması olarak görülebilir.

Matbuat âleminde adını duyuran ve gazetecilik kariyerinin başlarında olan Peyami Safa daha sonra, komşusu Halil Lütfü Dördüncü’nün teklifi ile Halil Lütfü, Şeref Bey ve Osman Hamid’le birlikte Büyük Yol gazetesini çıkarmaya başlar. “Gündelik akşam gazetesi” açıklamasıyla basılan Büyük Yol’un yönetiminden Halil Lütfü, yazı işlerinden Peyami Safa ve politika bölümünden Şeref Bey sorumlu olur.

 

Devamını okumak için lütfen satın alınız.

Leave feedback about this

  • Rating

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field

X