31. Sayı

Yahya Erdem – Gezgin Kitaplar

 

Latince Habent sua fata libelliKitapların kendine ait kaderleri var özdeyişi iyi bilinir. Orta Çağ’dan kalma bu deyiş için “Çok az vecize hakikati bu kadar özlü ifade eder.” desek yeridir.

Kitaplar durmazlar, yürürler. Elden ele, evden eve, dükkândan dükkâna, kütüphaneden kütüphaneye geçerler. Her girdikleri yere mutluluk getirirler, ama kendileri sanki huzur bulmazlar. Son geldikleri yer, son durakları mı olacaktır? Tam artık buraya yerleştim, güvendeyim dedikleri anda kendilerini kapı dışında bulabilirler. Sonra sahaflara, oradan başka yeni ellere, mekânlara geçerler, belki yeni bir kütüphaneye girerler. Kütüphaneleri kitapların en son durağı zannetmeyiniz. Bazen oradaki ömürleri daha kısadır. Kütüphane tasfiye edilir, ön sayfalarına bir mühür vurularak atılırlar, adı üzerinde damgalanmışlardır artık, alınırken satılırken itibarsız olurlar.

Kütüphanelerin de bir ömrü var, özel kitaplıkların da. Şefik Atabey’in o güzelim ciltlerle müzeyyen kitaplığı dünyanın dört bir yanına dağıldı. Henry Myron Blackmer’inki de öyle, yüzlerce meraklı o müzayededen kitap aldılar. Kitapsever ve koleksiyoncu Pierre Bergé ömrünün sonlarında kitaplarını iki büyük mezatta satışa çıkardı, gösterilen ilgiden memnundu. Kütüphanesinin kalan kısmı üçüncü bir müzayedeyle satılıp dağıldığında, artık hayatta değildi. İşte o yüzlerce, binlerce nadir kitap şimdi bambaşka ellerde, bambaşka yuvalarda, yeni sahiplerinin kitaplığında. Bundan sonraki kaderleri farklı mı olacak, aynı mekânda ne kadar kalabilecekler, meçhul. Vefatlarından sonra mirasçıları, aileleri, evlatları tarafından tekrar elden çıkartılacaklar muhtemelen. Kitapseverlerin çok iyi bildiği acı bir gerçektir bu. Ölmeyegör, ardından önce kütüphanen ve kitapların atılacaktır. Pek çok kitapseverin hayattayken kitaplarını elden çıkarması biraz bu nedenledir. Vefatlarından sonra Fuat Köprülü’nün kitaplarının Amerika’ya, İsmail Arar’ınkilerin Hollanda’ya gittiği rivayet edildi. Kütüphanelerde Selim Nüzhet’in, Cavit Baysun’un, İhsan Sungu’nun, İsmail Fenni Ertuğrul’un, Muallim Cevdet’in kitapları okuyucularını bekliyor.

Kitaplar gezmeyi, elden ele, ülkeden ülkeye dolaşmayı severler dedim. Zira kitap ticareti diye bir şey vardır ve tarihi eskilere dayanmaktadır. Matbaanın icadından kısa süre sonra fuarlar kurulmaya başlamış ve kitaplar değişik ülkelere ihraç edilmiştir. Kitaplar ilk satıldıkları mahalde de durmaz, dolaşmaya devam ederler. Her gittikleri yerde ayrı bir macera yaşayıp ayrı bir kaderi paylaşırlar. Hepsinin o kadar çok hikâyesi vardır ki!

Devamını okumak için lütfen satın alınız.

Leave feedback about this

  • Rating

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field

X