31. Sayı

Mefkûre Sahaf ile Söyleşi

Konuşan: Burak Akdağ

Ankara’da Kızılay’daki Aksoy Çarşısı’ndayız. Çarşının en alt katında hizmet veren Mefkûre Sahaf’ın sahibi Tolga Akıska bizi misafir ediyor. Kendisiyle sahaflık ve kitaplar üzerine bir sohbet gerçekleştireceğiz.

BA: Tolga Bey Merhaba, bizleri misafir kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Size sahaflık ve kitaplar hakkında birtakım sorular yönelterek bu konuda sohbet etmek istiyoruz.

TA: Hoş geldiniz. Seve seve…

BA: Sahaflığın tanımından başlamak istiyorum, sahaflığın genel bir tanımı var mıdır? Varsa, neyi kapsar bu tanım, siz de bu tanımın dışında bir şeyler söylemek ister misiniz yoksa genel kanıya katılıyor musunuz?

TA: Katılıyorum. (Gülüşmeler). Sahaflar arasında bilinen bir söz vardır, sahafların şeyhi olarak bilinen merhum Muzaffer Ozak’a ait bir söz, “Sahaflık, ölmüş olanların terekelerini, ölecek olanlara satma sanatıdır.” şeklinde. Sahaflık kitabın değerini ayakta tutmanın, ikinci bir şans vermenin ve belki yeni bir hayat sunmanın aracı olmaktır. Tabii kitapları sevmeden yapılacak bir iş değil. Herkesin bu konuda bir hayali var ama kolay da bir iş değil nihayetinde. Haydi bir sahaf açalım şeklinde… Aslında bizim böyle başladı ama bunu bu şekilde başarmak zor, biz ender başaranlardanız sanırım. Tabii sahaflığın ticari önü de var. Kâğıda dair, basılı her şeyin alınıp satıldığı yerdir aslında sahaf. Tabii sadece kitapla sınırlı da değildir. Sahafta en değerli şeyler efemera dediğimiz; eski resim, evrak, belge, mektup, dergiler… Sahafiye niteliğine giren afişler mesela, sinema afişleri… Bunlar ve benzeri malzemeler ilgi alanımızı kapsar. Türkiye’de harf devrimi ile birlikte eski yazılı metinler de ayrı bir kıymet kazanmıştır. Bunları bilmek ve bulmak, bulduğunun ne olduğunu anlayabilmek zordur. Her sahaf en başta eski yazıyı bilmeli, öğrenmeli. Ben sahaflığa başladıktan sonra kendi çabamla öğrendim. Ayrıca şunu da ayırmak lazım her ne kadar satış yaparken ticari ismi sahaf olsa da kendisi sahaf olmayıp sadece ikinci el kitapçı olarak görev yapan insanlar da var. Onlarla sahafları kesinlikle birbirinden ayırmak gerekir. Sahaf, öncelikle kitabı sevecek, sadece meta olarak görmeyecek yani onun satılacak bir malzeme olmasından çok kıymetli bir eser olduğunun farkında olacak, eski yazı bilecek, prestij kitabı tanıyabilecek, dergi ve efemera ilgisi olacak… Mesela; kâğıda dair hemen hemen her şey. Basılı, yazılı puldan tutun eski paraya kadar, piyango biletinden küçük bir kâğıda çizilmiş herhangi bir resim veya not onun ilgi alanında olacak. Yani ikinci el kitapçı ile sahaf ayrımı çok önemli. Bence burada esas fark sunduğu eserin kıymetini maddi olmaktan çok sanatsal ve tarihi yönden tespit edebilmekte ve anlatabilmekte yatıyor.

Devamını okumak için lütfen satın alınız.

Leave feedback about this

  • Rating

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field

X