DAÜSSILA*
Bu şeb de cûşiş-i yâdınla ağladım…
Gel ey kerîme-i târîh olan güzel yurdum
Ufukların nazarımdan nihân olup gideli,
Bu hâk-dân-ı fenânın karardı her şekli.
Gözümde kalmadı yer, gök; batar, çıkar, giderim…
-Zemîne münkesirim, asûmâna muğberim-
Gelir bu cevv-i kebûdun serâirinde güler,
Çocukluğumdaki ruyâya benzeyen gözler.
Zevâhirin beni ta’zib eden güzelliğine,
Taaccüb etme, melâlim durursa bîgâne.
Dumanlı dağların ağlar, gözümde tüttükçe,
Olur mehâsin-i gurbet de başka işkence
Bizim diyar-ı tahassürden etmemiş mi güzer?
Acab yine neden lâ-kayd eser nesîm-i seher?
Verirdi belki tesellâ bu ömr-i me’yûsa,
Çiçeklerden uçan ıtra âşinâ olsa.
Demek bu mahbes- i âmâl içinde ben ebedî,
Yabancıyım… Bana her şey yabancıdır şimdi:
Ne rüzgârında şemîm-i cibâlimizdir esen,
Ne dağlarda haber var bizim sehâvilden.
Garîbiyim bu yerin şevki yok, harâreti yok;
Doğan, batan güneşin günlerime nisbeti yok.
Olunca yâdıma hasret-fiken fezâ-yı vatan,
Semâ-yı şark sual eylerim bulutlardan.
(Malta Geceleri)
*Malta’ya sürgün giden Süleyman Nazif’in sürgün günlerinde memleket hasretini terennüm eden şiiri.
Yazılan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Suç teşkil edecek yazılardan dolayı edebice.net sorumlu tutulamaz.
Henüz yorum yok.
Bu yazıya yorum yapabilirsiniz.