Para ve Hayat
“Bu çok güzel, balanız; çok güzel, bu çok zengin…”Ve, bir
“Bu çok güzel, balanız; çok güzel, bu çok zengin…”Ve, bir
–
Ba’zan sesinde öyle derin bir inilti var,Bir hadşe var ki
Çalış, çalış ki yarın belki istirâhât içinBir istifâde edersin bugünkü
Harâb-ı zelzele bir köy; şu yanda bir çatınınÇürük direkleri dehşetle
Hayır, hayır, sana râci’ değil bu tel’inât, Bütün bu levm
Evet, nasıl veriyorsam bu nazma şimdi emek,Şu cümlelerde, şu nesc-i
Bir buçuk, işte bir buçuk sâatBir küçük, rûhsuz neşîde için;Bu
Hazan, hazan… Yine sen, ey remîde fasl-ı hüzal!.. Şu kırdığın
Tarih-i Kadim İşte, der, insanoğlunun geçmiş hayatı bu. Ve başlar
SİS Sarmış yine âfâkını bir dûd-ı muannid, Bir zulmet-i beyzâ
Öksüz Her gün mektebe gelirken Kulübesinin önünden Geçtiğiniz fakir kadın
Hasbıhâl – Komşumuz Mekteb-i Güzin’in güzide şâkirdleriyle – Ooh,
Târih-i Kadîm’e Zeyl — Bir Cevâb — Buyuruluyor kİ: “Şimdi
Bir İçim Su Güzel çoban, bir içim, bir yutum
Rübâb’ın Cevâbı — Hicrân biter mi, girye-yi hicran diner mi
Hân-ı Yağma Bu sofracık, efendiler, – ki iltikâma muntazır-
Doksan Beş’e Doğru Bir devr’i şeâmet: yine çiğnendi yeminler; Çiğnendi,
Bir Kız Mektebi İçin (*) — Kızlarını okutmayan millet oğullarım
Ferdâ — Bugünün gençlerine — Ferdâ senin; senin bu
Halûk’un Vedâı Sen tiren, ben vapurda pür temkin Atılırken —
Millet Şarkısı Çiğnendi, yeter, varlığımız cehl ile kahre; Doğrandı mübârek
Devenin Başı — Halûk’un Ezberi — Vaktiyle büyük bir devenin
Tesâdüf Niçin o çehreyi görmekle titredim birden, O dîdelerde niçin
Şekvâ-yı Firâk Belki yalnız biraz sükûn bulurum, Belki yalnızken iştiyâkınıza
Bir Hicrân-ı Muvakkatten Sonra Sâkin, soruyordun bana : “Giryân ne
L e y l- i Veda’ Ooh, gel… rûh-ı tabiat
Birlikte Birlikte açılmış iki zambak gibi hem-ser, Birlikte geçirdik bütün
Ömr-i Muhayyel Bir ömr-i muhayyel, hani gül-bünler içinde Bir kuşcağızın
Sen Olmasan Sen olmasan… seni bir lâhza görmesem yâhud,
© 2016 Edebice Dergisi.Tüm hakları saklıdır. Web Yazılımcısı:Emre Ece