Kıt’a
Bugün seksen yaşındayım, Uçurumun başındayım. Yoldaşlardan geri kaldım, Hâlâ binek
Bugün seksen yaşındayım, Uçurumun başındayım. Yoldaşlardan geri kaldım, Hâlâ binek
Dilerim ki fânî dünyâda hiç kimse Ömrünü mihnetle telef
Ömrümün neş’esiz geçti bahârı, Neyleyim bahârı gülsüz olunca? Bir
Bana sual sorma, cevâb müşkildir; Her sırrı ben sana
Sorma Hocam Bana sual sorma, cevâb müşkildir; Her sırrı ben
Ey kâinatı dolduran âvâze-î celâl Senden gelir sımâhıma bir
İnsanların hülyâsı Yüce dağlardan yüce Saâdetin mânâsı Bir karışık bilmece.
Gel derviş, beri gel, yabana gitme; Her ne arıyorsan inan
Bir akşam kırlarda kaldım âvâre Perilerle her yer meskûndur sandım
Fırtına, tipi, kar Soğuk Kaatil bir soğuk var! Uzaklardan
Anadolu, Sultan Osman’ın yurdu, Tuğrul Bey’in konağıdır o eller! Milletimiz
Yüce dağlar ardından Deniz aşıru geldim Evliyâlar yurdundan Selâm tapşıru
Seni ilk gördüğüm o günden beri
Felâket bağını gezdim serseri, Feryâd ü zârımı duyan kalmamış. Aradım
Bir akşamdı, evimize ecel kanat germişti, Anneni – bir cellâd
Bir şeb sabâha kadar bîdâr idim Bebek’te, Zihnim kapıldı gitti
İsmini bilmezdim, fakat tanırdım: Ne yosma bir çiçek takışı vardı!
Ne için bir meâl-i rikkat var Lâne-î şevk olan şu
Nasîb aldık bu mâtem-hâneyi fânî görenlerden, Civâr-ı Kerbelâ’dan nükhet-î bad-î
GELİBOLU’DA HAMZA BEY SAHİLİ VE AYAZMA İÇİN O yerlerde güneş
-Sevgili oğlum Mehmed Said’e- Uçun kuşlar uçun, doğduğum yere Şimdi
Ruhumda gizli bir emel mi arar Gözlerime bakıp dalan gözlerin?
Hayâta hayretle, Bu ömre nefretle, Gecenin sinesinde, tek, tenhâ Başka
O gece ne kadar güzeldi kâinat!. Havada bir sefâ cereyanı
Türk edebiyatında şairliği ve felsefe ile olan ilişkisi yanında siyasi
Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (LAMER) tarafından ilki
Faruk Nafiz, 1898 Mayısının 18. Cuma günü, İstanbul’da doğmuştur.
KUR’A NEFERİ
© 2016 Edebice Dergisi.Tüm hakları saklıdır. Web Yazılımcısı:Emre Ece