31. Sayı

Mehmet Ali Kalkan’ın Şiirlerinde Türklük – İlkay Coşkun

Bazı şair ve yazarlar vardır bir alanda derinleşirler. Bir alanda ürünler verirler veya ürün verdikleri alan daha çok ön plandadır daha çok dikkat çekicidir. Başka bir ifadeyle bu şair ve yazarlar hayatları boyunca bir tek anahtar sözcüğün ve kavramın peşinde koşarlar ve ürünlerini bu doğrultuda şekillendirirler. Bunun örnekleri çoktur. Arif Nihat Asya, Nihal Atsız, Ziya Gökalp gibi isimleri dikkat çekici örnekler olarak verebilirim. Şair Mehmet Ali Kalkan’ın yayınlanan üç şiir kitabında da bu durumu görmekteyiz. Daha çok Türk kültürü ve genel anlamda Türklük üzerine şiirler yazmaktadır. Coşkulu ve destansı bir anlatımla şiirler bu minvalde yol almaktadır. Tarihimizi de kültürümüzü de içine alacak şekilde geniş bir perspektifle konu ele alınmakta. Bu durumu şairin, şiir kitaplarına verdiği isimlerde de görmekteyiz. “Gök Aradık Tuğlara”, “Ufuklar Ardı Bizim.” Bu isimler Türklüğü çağrıştırıyor. Türk kültürünün, geleneğinin safiyeti ile milliyetçiliğin gizemli ruhunu taşıyan şiirler. Vatanseverliğin kodları veriliyor bir yerde. Arı ve arındırılmış bir hece şiir diliyle ele alınıp nakış nakış işleniyor. Konumuzun muhteviyatına ayrıntılar üzerinden devam edelim izninizle.

 

Türk kimliğiyle tarihimizde nam salmış devlet adamı ve bilge kişiler, anlatımlarda kendisini belirgin bir şekilde gösteriyor. “Dedem Korkut Ata, Oğuz Han, Mete Han, Ahmet Yesevi, Kürşat, Cengiz Han, Sarı Saltuk, Edebalı, Yunus Emre, Taptuk Emre, Bektaş-ı Veli, Kumral Abdal, Köroğlu, Karacaoğlan, Han Giray” şeklinde bu listeyi uzatabiliriz. Bunların yanında Anadolu’nun başka bazı Türk dervişlerini de şiirlerde görmekteyiz. Şiirlerde geçen bu tarihî kişilikler gerek tarihimizdeki etkileriyle ve bilinirlikleriyle gerekse de günümüzün algılarıyla şiirlerde yer almakta. Kızılelma ve Turan felsefesinin şiar edinildiği satırlarda bir nevi istikamet çiziliyor. Türkün coğrafyası ve kadim şehirleriyle, şiirler bütünleniyor. “Ergenekon, Tuna, İstanbul, Yesi (Türkistan), Halep, Harput, Kerkük, Tebriz, Kaşgar, Volvo, Hazar, Aral, Tunca, Fırat, Galiçya, Yemen, Tanrıdağ, Hira, Söğüt, Çanakkale, Belh, Herat, Ağdam, Şusa, Gence, Karabağ,  Ural” şeklinde bu listeyi genişletebiliriz. Türk kültüründe yer alan “kopuz, tar, aksakallılar, Oğuz Erenleri, Ötüken, Nizam-ı Âlem, pirler, başbuğ, Aşkar” gibi başkaca Türk kültürüne dair birçok özellik yer almaktadır.

 

Şiir içeriklerine bir göz atalım; “Yay gerdiren hocayı bil/ Aksakallı kocayı bil/ Ocağı bil, bacayı bil/ Tok getirme aş üstüne/…/At ölende tayı kalır/ Çeri ölür beyi kalır/ Üç-Ok, Boz-Ok boyu kalır/ Oğuz Soyu baş üstüne” ¹ Bu örnekte olduğu gibi şiirlerin geneli Türkün felsefesi ve yüceltilmesi istikametindedir. Başka bir taraftan, “Dört kapı zaten bizim” ² mısraında “dört kapı” açılımına bir bakacak olursak; “Şeriat Kapısı, Tarikat Kapısı, Marifet Kapısı, Hakikat Kapısı”dır bahsedilen. Allah’a giden yolda geçirilmesi gereken aşamalar bütünüdür bunlar. İslamiyet’le beraber kültürümüzde yer edinmiş bir anlayışı şair şiirlerine taşımaktadır.

 

Devamını okumak için lütfen satın alınız.

Leave feedback about this

  • Rating

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field

X