31. Sayı

Batı Karadeniz Kıyılarında Bir Gün – Yaşar Vural

 

Gezmeyi severim. Özellikle yolun yarısından sonra -kim bilir yarısını da çoktan geçmişizdir- bende gezme isteği daha çok uyanmaya başladı. Tabii ki ekonominin ve çalışma şartlarının elverdiği ölçüde geziyorum. Tası tarağı toplayıp gezecek kadar özgüvenim yok. Ama yaz tatillerinde ve fırsat buldukça memleketin güzel köşelerine seyahat etmek sevdiğim işlerden. Bu sefer de öyle oldu. En son 2009’da konaklayarak gezdiğim Batı Karadeniz kıyılarını bu haziranda da gezme fırsatı daha doğrusu kıyıdan “şöyle bir” geçme fırsatı buldum. Hem Edremit’ten ziyaretime gelen arkadaşıma dönüş yolunda Zonguldak’a kadar eşlik etmek hem de 11 yıl önce çalıştığım Zonguldak’ı tekrar görebilmek için sahil yolundan Zonguldak’a kadar uzandık. Bu yolculuğun bende bıraktığı izlenimleri belki birilerinde buraları görme isteği uyandırır düşüncesiyle paylaşmak istiyorum.

Yolculuk Başlıyor

Batı Karadeniz sahillerinin güzelliğini bilmeyen var mıdır? Belki vardır. Ülkemizin en bakir doğasından biri belki de birincisidir Sinop-Amasra arasındaki kıyı şeridi. Batı Karadeniz kıyı şeridinde gezmek isteyenler öncelikle yol durumu hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar. Sinop ve Kurucaşile (Bartın’ın İlçesi) arasındaki yol size hemen bir yerden bir yere geçme imkânı vermez. Google haritalar üzerinden bakarsanız iki yerleşim yeri arasındaki mesafenin 277 km. ama ulaşım zamanının 5 saat 26 dakika olduğunu görürsünüz. Hiç durmadan gidilirse belki bu mesafe bu sürede alınabilir ancak bazı yerlerde azami hızın en fazla 30 km. olduğu düşünüldüğünde 277 km.yi 5 saatte kat etmek oldukça zor görünüyor. Tabii bizim amacımız 5 saat 26. dakikada Sinop ile Kurucaşile arasını geçip gitmek değil. Biz birazdan anlatacağım o güzellikleri görmek istediğimiz için dura dinlene bu mesafeyi alacağız yani hedefe hızlıca varmak gibi bir niyetimiz yok. Zaten bu güzergâh hedefine hızlıca varmak isteyenlerin güzergâhı değildir.

Sabah saat 10 gibi Bafra’dan Sinop’a doğru hareket ettik. Yol iyi olduğu için 1 saat gibi bir zamanda Sinop’a vardık. Sinop merkeze uğramadık çünkü ikimiz de Sinop Merkez’i çok gezmiştik. O yüzden Sinop’un kıyısından Ayancık istikametine döndük.  Sinop Ayancık arası bölünmüş yol değil ancak iki aracın yan yana rahatlıkla geçebileceği genişlikte. O yüzden yol rahat. Yol o kadar rahat ki yolda sizi araçlardan başka inekler de karşılayabiliyor.

Ayancık Selin İzlerini Hâlâ Taşıyor

Ayancık ve çevre ilçeler geçen yıl büyük bir sel felaketi yaşamıştı. Bu felaketin izlerini şehrin merkezinde görmek mümkün. Selin şiddetiyle yer yer çökmüş yollar, hâlâ kaldırılamamış molozlar görülüyor. Özellikle selin getirdikleri Ayancık’ın içinden geçen derenin sağında solunda yığılmış, selin boyutları hakkında görenlere bir fikir verebiliyor. Ayancık’ta oyalanmadan yolumuza devam ettik. Ayancık’ı geçtikten sonra ismini şimdi hatırlayamadığım bir köy kahvesinde durup birer kahve içtik. Yan masamızdakilerle pek sohbet edemedik çünkü yan masada hararetli bir okey müsabakası vardı. Okeyde rakibe yönelik klasik kızdırıcı sözler, jest ve mimikler, homurtular, tatlı sataşmalar var. Tabii her okey masasının olmazsa olmazı meraklı izleyicileri ya da halk tabiriyle “yancıları” da okey karesinin tamamlayıcı unsuru olarak burada da var.

 

Devamını okumak için lütfen satın alınız.

 

 

Leave feedback about this

  • Rating

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field

X