35. Sayı

Tokat’ta Bir Hayalî, Kültürel Miras Taşıyıcısı “Kemal Atan GÜR”- Konuşan: Tuğçe Nur Kesin

Geleneksel sanatlara yer verdiğimiz bu sayımızda, Tokat’ın önde gelen isimlerinden Hayalî, Tiyatro Sanatçısı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Kemal Atan GÜR ile söyleştik. Kendisi sanatçı kimliğinin yanında Tokat’ta bulunan Hacivat Köftecisi isimli mekânın da işletmecisi. Bu mekân onun hem ekmek teknesi hem de çocukluktan beri ilgi duyduğu sahne sanatlarını da sergilediği bir alana sahip. İşletmenin alt katında “Münir Özkul Oda Tiyatrosu” ismini verdiği sahnede, hafta içi cuma akşamları Karagöz ve Hacivat oyunu sergileniyor. Bunun yanında sezonluk olarak modern tiyatro oyunlarına da yer veriliyor. Gelenek ve modernin günümüzdeki iç içeliğinin bir örneği olan mekânın sloganı ise “Ekmek arası tiyatro” olarak karşımıza çıkmakta. Sanatı ve geleneği yaşatmaya çalışan Kemal Bey’e söyleşimizi kabul ettiği için teşekkür ediyor, sizleri bu keyifli sohbetle baş başa bırakıyoruz.

  1. Merhaba Kemal Bey, bizlere hayatınızdan bahsedebilir misiniz?

Tokatlıyım 1968 yılında Tokat’ta dünyaya geldim. Anne tarafım Selanik muhaciri, baba tarafım Halaç Türklerinden. Reşadiye’nin Cimitekke Kasabası’nda Halaç Mahallesi var. Oraya gelmişler. Babam lokantacıydı. Lokantacılık bize anne tarafından geliyor. Dedem Selanikli ve lokantacıydı. Babam yetim kalıyor. Vergi tahsildarı bir adam babamı Tokat’a getiriyor. O adam da vefat edince babam 7-8 yaşlarında lokantacı dedemin yanında işe giriyor. Sonra ustasının kızını alıyor. Dört kardeşiz. Benden büyük bir ağabeyim var. Ben, benden sonra bir kız kardeşim ve erkek kardeşim var. Benim de dört çocuğum var. Oğlum Osman Rutkay, kızlarım Cahide Vera, Zahide Ahna ve Afife Jale. Eşim Balıkesir Gönenli. Biz okulda tanıştık eşimle. Otuz yıldır yol arkadaşıyız.

İlkokul, ortaokul ve liseyi burada okudum. 1975-1980 yılları arasında Cumhuriyet İlkokulu, 1980-1983 yıllarında Cumhuriyet Ortaokulu ve 1983-1986 yıllarında Gaziosmanpaşa Lisesinde okudum. 1989 yılında Çorum Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümünü bitirdim. Çorum’da tiyatroyla ilgilendim. Çorum’dan döndükten sonra Halk Eğitim’de usta öğreticilik yaptım. Gençlik Merkezinde tiyatro usta öğreticiliği yaptım. Evlendim, Karagöz’e başladım. 1998’de Hacivat Köftecisi’ni açtım.

  1. Tiyatro ile ne zaman ve nasıl tanıştınız? Tiyatro eğitimi aldığınız bir hocanız oldu mu?

1983 yılında Gaziosmanpaşa Lisesine kayıt yaptırdık. Gaziosmanpaşa Lisesinin cümle kapısından girince sizi bir tiyatro salonu karşılar. Hakikaten ben çok etkilendim. Ortaokulda da tiyatral eğilimlerim vardı ama lisede bunun adını koydum. Salonu görünce âşık oldum. Ben bu salonda oyun oynayacağım dedim. O beni ilk ateşleyen öge oldu. 1984 yılında lise 2’deyken tiyatroya başladım. Kısa bir süre sonra bu salonda oynadım. İlk oynadığım oyun “Dostum Şey” adlı tek perdelik oyundu. Onunla başladım. Sonra Çorum Meslek Yüksekokuluna gittim. Oranın İnşaat Bölümünü kazandım. Orada iki sene okudum, iki sene de tiyatro yaptım. Çorum Devlet Tiyatrosu Salonu’nu görünce ben burada oyun oynamalıyım dedim, orada da oyun oynadık. Eşimle orada tanıştık, tiyatroda beraberdik. Çorum’da tiyatroya “Ne Olacak Şimdi” diye bir oyunla başladık. Daha sonra Haldun Taner’in “Ayışığında Şamata”sını ve “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı”nı oynadık. Bu tarz oyunlar ve kendi yazdığım oyunlardan oynadım. Lise yıllarımda Halk Eğitimdekiler beni gördü. Orada, Orhan Şeref Ayça işin önderliğindeydi. Orhan Şeref Ayça, 1984’te ilk oyunum olan Dostum Şey’i oynadıktan sonra beni Halk Eğitim’in tiyatro koluna çağıran hocam. O, o zaman Tokat Halk Eğitim Merkezinde usta tiyatro öğreticisiydi. Orada bize küçük roller verirlerdi. Aynı zamanda o dönem beni tulûata alıştıran kişidir. On beş günde bir tulûat tiyatrosu yapardık. Onlar benim alt yapımın oluşmasına öncü oldu. Karagöz Oyunu’nda ustam dediğim Ünver Oral ile çok sonraları tanıştım. Ünver Oral, Karagöz ve kukla sanatçısı, İstanbul’da yaşıyor. Aslen Tokatlı. Şu anda yaşayan en yaşlı Karagözcü. 1995’te Tokat Belediyesi onu Belediye’nin arkasındaki Dudayev Parkı’na kukla oynatması için çağırmıştı, orada tanıştık. Ben de Karagöz oynatıyorum dedim, sonrasında bana bu konuda yardımcı oldu. İstanbul Beykoz’a davet etti. Ondan sonra ona çırak oldum. Merak ettiğim şeyleri bana öğretti, sağ olsun eksiklerimizi gösterdi. 1995’te İstanbul dışında Karagözcü yoktu. O dönem bir otorite yoktu.

  1. Hayalî olmanızın yanında tasvir sanatçısı olduğunuzu da biliyoruz. Karagöz ve Hacivat tasvirlerinden size ya da Tokat’a özgü karakterler var mı? Bu karakterlerden en çok ilgi gören tipler hangileri?

Evet, Tuzsuz Deli Bekir’in güncel hâlini tasvire dönüştürdüm, günümüz modern kadını, başörtülü bir hanım, Bebe Ruhi’nin benim yorumumla yaptığım bir tasviri, Bolulu, Kastamonulu tiplemeler, Rumelili var. Dadı Kalfa Karagöz’de pek kullanılmaz. Ak Arap, Kara Arap diye kullanılan erkek karakter vardır ama ben bunu Dadı Kalfa olarak uyarladım. En çok ilgi çeken Kemal Sunal tasviri. Tasvir perdeye giriyor, ana sınıfları bile tanıyor. “Aaa, Şaban” diyorlar. “Bu akşam Şaban oynuyor mu, bu akşam Kemal Sunal oynuyor mu?” diye çok soran oluyor.

Devamı için lütfen satın alınız.

Leave feedback about this

  • Rating

PROS

+
Add Field

CONS

+
Add Field

X