İlel-ebed
İlel-ebed.. bu tahayyül verirdi neş’e bana;
İlel-ebed onu sevmek, ilel-ebed, mü’lim
Fakat hayât-fezâ
Bir ibtilâ ile sevmekti en güzel emelim.
Tasavvur-i ebediyyet hayât ü sevdâda,
Bu bir hayâl idi, lâkin hayâl-i dil-berdi;
Evet, bu ru’yâdâ
Cinânı görmeğe benzerdi, rûh-perverdi!
Yazık! Şu neş’emi tesmîm ederdi hiss-i firâk
Düşerdi rûhuma her ayrılışta bir ahker;
Evet, bu hiss ü merâk
Verirdi aşkıma bir hadşe-yî melâl-âver.
Güler görür de o çeşm-i siyâhı ağlardım,
Cihânda bir bu iken rûhumun temennâsı;
Evet, ben anlardım:
O tatlı giryelerin ayrılıktı ma’nâsı.
Geçip tehâşi-i firkatle hep leyâl-i visâl
Sabâh olurdu sükûn bulmadan tahassürler;
Evet, geçerdi leyâl,
Büyürdü beslenip ümmîd ile teessürler…
İlel-ebed… İki rûh-ı muâşıkın bu ümîd,
Bu va’d-ı muğfil-i sevdâ penâh-ı kalbi idi;
Fakat ne fikr-i baîd :
Hayât-ı zâil içinde muhabbet-i ebedî!..
Tevfik Fikret (Rübâb-ı Şikeste)
Yazılan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Suç teşkil edecek yazılardan dolayı edebice.net sorumlu tutulamaz.
Henüz yorum yok.
Bu yazıya yorum yapabilirsiniz.