TÜRK’ÜZ
Koca elma bağından, Sevda düştü dalından, Kızılelma yolundan, Yürüdük
Koca elma bağından, Sevda düştü dalından, Kızılelma yolundan, Yürüdük
YAYLA GÜNEŞİ Sevgilim, andım seni Saz bir yayla evinde. Yarattım
YAYLA DUMANI Gümüş bir dumanla kaplandı her yer Yer
DALGALAR VE EVİM Birbirinin morarmış sırtına yüklenerek İşte yine karşımda
DAĞLARIN DÜŞÜ* Yayla çiçeğini gördüm baharın; İçtim sularından eriyen karın.
ANNEME 1 Anneciğim, ah anneciğim! Artık bana anne kim.. Beni
ANADOLU HASRETİ Titrek sahillere güneş doğunca, Gözlerim, görünmez dağları
AKDENİZ’ E DOĞRU Eğilmez başımız, taç yaptık hürriyeti, Zaferle
Ömer Bedrettin Uşaklı, 1904 yılında Uşak’ta doğdu. Bir devlet memuru
Severdim ben seni, öyle açık seçik sevdalı gibi olmazdı olamazdı
Bırak kalsın baba ; Ellerin toprak kokulu, Rüzgar yuva
Kokunu getiren bir rüzgar da yok, Bu gece. Bir ateş
Türkiye Yazarlar Birliği ve Kapalıçarşı Derneği iş birliği ile “Kapalıçarşı
Bu dünyanın derdini ,tasasını Karanlık gecelerin, karanlık sabahını Dost ilinden
Ba’zan sesinde öyle derin bir inilti var,Bir hadşe var ki
Evet, nasıl veriyorsam bu nazma şimdi emek,Şu cümlelerde, şu nesc-i
Şiirlerim ve Şairliğim Şairliğim on iki yaşımda başladı. Bahanesi tuhaftır.
ÜÇ GÜN KALDI Kırk yaşımı aşmaya Ömrüm Sert kayalıklarda biten
ki.. İkibin yılından gün almış ömrüm Utanmasa düğün dernek başını
GÖÇEBE YÜREK Göçebe yürek Kampana çaldı Pılını pırtını toparlayacak Sanki
Suluayna Kalbim, sen hâlâ burada mısın? Şol bedende gurbette
UÇTU UÇTU Uçtu uçtu leylek uçtu, Uçtu uçtu masa uçtu,
Bir al-elma olsaydı Eşit biçimde dilimler, Paylaşırdık mutluluğu; “Şu senin
Çocuk gözlerinden sürebilmek izini Mona Rosa, A şehrinden B şehrine
Senin sınırlarında vurdular beniAçığa düştüm, bütün farlar üstüme yandı,kaçamadım.Dişli tellerini
YAĞMUR YAĞSIN Yağmur yağsın öfkemin üstüne Yağmur yağsın üstüne Üstüne
en değerli vakitlerinizi bana ayırdınız
Ölmek Firâz-ı zirve-i Sînâ-yı kahra yükselerek Oradan, Oradan düşmek, ölmek
© 2016 Edebice Dergisi.Tüm hakları saklıdır. Web Yazılımcısı:Emre Ece