İçindekiler

Türk İnsanının “İrfan”ını “Hikmet” Boyasıyla Süsleyip Türk Kültürüne Hediye Eden Yazar: Ömer Seyfettin – Prof. Dr. Şaban SAĞLIK
Ya Ali Canip Olmasaydı? – Prof. Dr. Nazım Hikmet POLAT
Soruşturma: Sizi En Çok Etkileyen Ömer Seyfettin Öyküsü Hangisidir? – Numan Altuğ ÖKSÜZ
Ömer Seyfettin’in Eserlerine Kaynaklık Etme Bağlamında Halk Edebiyatı – Prof. Dr. Şahin KÖKTÜRK
Ömer Seyfettin’den Yazma Sanatı Üzerine – Yıldırım TÜRK
Ömer Seyfettin’in Millî Birlik ve Beraberlik Anlayışı – Prof. Dr. Nurullah ÇETİN
Ömer Seyfettin’in Türklük Ülküsü – Lütfi BERGEN
Çağdaş Türk Nesrinin Kurucu Babalarından Ömer Seyfettin’in Hikâye Anlayışı – Metin SAVAŞ
Bir Fotoğraf Karşısında Ömer Seyfettin’le Mülâki Olmak – Tayfun HAYKIR
Radko Balkaneski’nin Tarrih Nutku – Numan Altuğ ÖKSÜZ
Ömer Seyfettin Hikâyelerinin Sadeleştirilmesi Meselesine Forsa Merkezli Bir Bakış
Ömer Seyfettin ve Avangartlık – Necati MERT
Türk’çe Düşünüp Türkçe Yazan Bir Adam – Mehmet Hayati ÖZKAYA
Ömer Seyfettin Çalışmalarının Neresindeyiz? – Sena BAYKAL
Bir Efruz Bey Hikâyesi – Elif ARPACI
Ömer Seyfettin’in “Yalnız Efe” Adlı Hikâyesine Bir Bakış – Ertuğrul Gazi DERHEM
Şair Yönüyle Ömer Seyfettin – M. Tuğrul ÇOLAK
Ömer Seyfettin Öyykülerinin Çocuk edebiyatı Değeri – Yunus Emre UYAR
Ben Gönen’de Doğdum – Salim NİZAM
Ömer Seyfettin ve Ateşi Yeniden Yakmak – Ayfer GÜLER
Bağlaması Kırılan Ağaç – Muhammet DURMUŞ
Birtakım Şairler – Seda Nur KURT
Göründü – Yağız OZA
Türkçe – Celalettin KURT
Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşımız – Prof. Dr. Mustafa ÖZBALCI
Türkçe Yazıldığı Gibi mi Okunur? – M. Halistin KUKUL
Ali Kayıkçı (Âşık Derebahçeli): Aksakallı Cevval Bir Münevver – Ahmet ŞAHİN
Beni Ben mi Delirttim – Demet YENER
Beklemek – Neslihan MAR
Bir Türk Dostu: Alphonse Lamartine – Engin BALCI
Bir Dönemin Panoramik Romanı: Matmazel Anjel – Kübra CAN
ÇiziYorum – Çağrı CEBECİ

Tanıtım

Merhaba değerli okurlarımız,

Bedeni ve kalemiyle Türk milletine hizmet etmiş kaç Türk aydını vardır? Bu soruya farklı cevaplar verebilirse de kanaatimizce bu milletin öz değerleriyle donanmış; milletinin ıstırabını, sevincini, onurunu kişiliği ve kimliğinde taşıyarak hizmet etmiş çok fazla isim sayılamaz. Mensubu olduğu milletin ordusunda subay olarak şerefle görev yapmakla birlikte milletinin dili ve kültürünün yükselmesi için de mücadele etmiş, kısacık ömrüne külliyat sayılabilecek onlarca hikâye ve düşünce yazısı armağan etmiş bir isimden; Ömer Seyfettin’den bahsediyoruz.

2020’nin ilk sayısını vefatının 100. yılı dolayısıyla Ömer Seyfettin’e ayırmak istedik. Türk hikâyeciliğinin mihenk taşlarından olan Ömer Seyfettin 1884’te Balıkesir Gönen’de doğmuş 6 Mart 1920’de İstanbul’da vefat etmiştir. Şahin Köktürk dergimizdeki yazısında Ömer Seyfettin için şu tespitte bulunur: “Ömer Seyfettin’in de kısa ömrü bir Türk devletinin ölümü, diğerinin de hemen doğumu arifesine tesadüf etmiştir. Yeni doğacak devleti görememiş olmakla birlikte yaşadığı dönemden ve etkilendiği şahsiyetlerden edindiği görüşler millî devlet vasfı taşıyacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin fikrî temellerini oluşturmuştur.” O, Osmanlının en zor dönemlerinde görevde bulunmuş, memleket ahvalini yakından tetkik etmiş ve başlayan Türkçülük hareketinin hızlı savunucularından olmuştur. Özellikle 1911’de Selanik’te Ali canip Bey’le çıkardıkları Genç Kalemler dergisinde yayımladığı “Yeni Lisan” makalesi hem edebiyatımız he de dilimiz açısından yeni bir dönemin başladığını haber vermektedir. Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp gibi üstatlarının izinde ve bu harekete onların katkılarından aşağıda kalmayacak katkılar sunarak adını ölümsüzleştiren Ömer Seyfettin, Şahin Hoca’nın deyimiyle kuruluşunu göremediği yeni Türk devletinin fikrî temellerini atanlardan olmuştur.

Ömer Seyfettin diğer bütün meziyetleri bir tarafa bırakılıp sadece hikâyeciliği ile değerlendirilmiş olsa dahi edebiyatımıza, kültürümüze, dilimize katkılarından dolayı önünde saygıyla eğilmeyi hak eden ender şahsiyetlerdendir. Onun hikâyelerini okumadan büyüyen Türk çocuğu, temel gıdalarından birini almadan yetişiyor demektir. Daha önce bir yazımda ifade etmiştim. Son dönemde okullarımızda değerler eğitimi adı altında birtakım faaliyetlerde bulunulmaktadır. Ömer Seyfettin hikâyeleri birçok değerimizi ihtiva etmesi ve onları yalın, rahat, akıcı bir dil ve üslupla ifade etmesi bakımından muhakkak değerlendirilmesi gereken eserlerdir. Ömer Seyfettin’in birçok hikayesi âdeta değerler eğitimi için biçilmiş kaftandır. Pembe İncili Kaftan, Başını Vermeyen şehit, Forsa, Yalnız Efe “vatanseverlik” değerinin işlenebileceği güzel örneklerdir. “Ant” hikâyesini okuyanlar fedakârlığın ve dostluğun en güzel örneğini okumuşlardır. Yine Kaşağı hikâyesi yalan söylemenin ne denli yanlış ve vicdanen insanı huzursuz eden bir eylem olduğunu anlatan güzel eserlerimizdendir. 36 yıllık kısacık hayatına Türk edebiyatının mihenk taşı sayılabilecek onlarca öykü sığdırmış Ömer Seyfettin… Bu “değer”imizin hikâyeleri, değerler eğitimine ayrı bir “değer” katacaktır. Çözüm, bazen düzinelerce kişisel gelişim kitabının sayfalarında değil Ömer Seyfettin’inin bir hikâyesinin satırları arasında olabilir. Zira hepimizin bir “kaşağı” kırmışlığı vardır…

Ömer Seyfettin dosyası hazırlamamızda yine birçok dostumuzun desteğini gördük. Bu dosyası hazırlamamızda bize yardımcı olan herkese Edebice ekibi adına şükranlarımı sunarım. Güzel ve dopdolu bir dosya olduğu kanaatindeyim. Bu vesileyle vefatının 100. yılında Türk milletinin kıymetli evladı Ömer Seyfettin’i rahmet ve şükranla anıyorum.

Edebice yeni yayın dönemine yepyeni heyecan ve yeni yüzlerle devam ediyor. Siz değerli okurlarımızın beğenisi ve desteğinin bizler için çok önemli olduğunu hatırlatmak isterim. Görüş ve önerilerinizi bizimle iletişim numaralarımızdan ve sosyal medya hesaplarımızdan paylaşabilirsiniz.

Yeni ve daha güzel sayılarda görüşmek dileğiyle…

                                                                                                                       Yaşar Vural                                                                                 

 

İlgili Yazılar

X