Allahüekber
— Sabah ezanında —
Sükût-ı leyi ile hâb-îde her taraf, her şey;
Bu rûh-ı sâmiti etmez müheyyic ü nâlân
Ne bir sedâ-yı teessür, ne bir terâne-i ney
Sükûn içinde evet hep dühûr, hep mürgân!
Dehen-küşâ bütün ezhâr-ı jâle-dâr-ı seher,
Nesîm-i fecr ile hep zî-hırâm-ı istiğnâ
Fezâ-yı cevve saçarlar riyâh-ı rûh-âver;
Semâya beht ile nâzır cibâl-i deşt-ârâ.
Bu anda bir mutazarrı’ sedâ-yı lerze-künân.
Bu bir sedâ ki eder âsumânı hep lerzân,
Bu rûh-ı nâime bir şâhbâl-i safvet ile
Temâs eder ve çıkar âsûmâna haşyet ile!..
O demde nûr-ı hidâyet, sedâ-yı Yezdâni
Eder bu ruhumu mevkûf-ı vecd ü istiğrâk;
Bütün mehâsin-i âlem olup gözümden uzak,
Sücûd-ı şükr ile terk eylerim bu dünyâyı!..
Ahmet Hâşim (1901)
Yazılan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Suç teşkil edecek yazılardan dolayı edebice.net sorumlu tutulamaz.
Henüz yorum yok.
Bu yazıya yorum yapabilirsiniz.