Şekvâ-yı Firâk
Belki yalnız biraz sükûn bulurum,
Belki yalnızken iştiyâkınıza
Alışır, öylelikle kurtulurum
Diye katlandım iftirâkınıza.
Şimdi sizden uzak, hayâlimde
Sönüyor zerre zerre tâb-ı hayât;
Müteressib muhît-i hâlimde
Sanki yüz yıllık ıztırâb-ı hayât.
Daha bir leyle-yi firâkın bu
Tuhfe-yi iştiyâkıdır, düşünün;
Ayrılık bir azâb imiş, doğru!
Ben de tattım o zehri işte bugün.
Nısf-ı leyi işte… pür emel nazarım
Daha tasvirinizde müstağrak;
Karşıdan lâl ü muntazır bakarım
O hazin ber-güzâra, ağlayarak.
Gâh bir nefha, bir nüvîd-i visâl
Almak ümmid-i bî-karârıyle
Dönerim : penceremde bir leb-i lâl
Bana vaz’-î pür-iğbirârıyle
Bahs eder tâ uzakta bir yerden.
Bu uzak lâne-yî şebânede siz
Şimdi hâbîde-yi sükûnet iken
Burda, âlâm içinde, ben ve deniz
İki bî-çâre haste-yi firkat,
İki bî-çâre işte inliyoruz…
Seni bilmem, zavallı dalga, fakat
Yaşamam bir dakika ben onsuz!
Tevfik Fikret (Rübâb-ı Şikeste)
Yazılan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Suç teşkil edecek yazılardan dolayı edebice.net sorumlu tutulamaz.
Henüz yorum yok.
Bu yazıya yorum yapabilirsiniz.