Öksüz
Her gün mektebe gelirken
Kulübesinin önünden
Geçtiğiniz fakir kadın
Pek hastadır; belki yarın
Çocuğu öksüz kalacak;
Bilmem, onu kim alacak?
Onlar için
Duâ edin!”
– Bugün derste hoca-fendi
Bize bunları söyledi.
Kuzum anne, öksüz nedir?
– Öksüz, öksüz… âh! Sen de bir
Yarım öksüz değil misin?
Büyüdün de onun için
Söylüyorum; güzel ninen
Kaç yıl oldu bu âlemden
Çekileli… ben halanım;
Vâkıâ ben de ananım.
Baban asker, uzak yerde;
Kim bilir, hangi çöllerde
Sayıklıyor şimdi seni!
Görmedin nineciğini;
Sen dünyâya geldiğin gün
O dünyâdan gitti, küskün.
— Ben onu hiç bilmiyorum.
— Evet, bilemezsin, yavrum,
Görmedin ki… — Yalnız bilsem.
Size benzer miydi ninem?
— Hayır, benzemezdi, fakat
Biz sana benzeriz, Şefkat;
Öksüzüz ben de, baban da.
Bil ki, evlâdım, cihânda
Yarım öksüzler pek çoktur,
Öyle olmayan hiç yoktur;
Bil de teselli bul biraz.
Hayır, birlikte yaşamaz
Kimsenin ana – babası.
Vatan, öksüzler anası.
Yaşatırsak, bir o yaşar…
Yaşasın tâ haşre kadar!
Tevfik Fikret (Şermîn)
Yazılan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Suç teşkil edecek yazılardan dolayı edebice.net sorumlu tutulamaz.
Henüz yorum yok.
Bu yazıya yorum yapabilirsiniz.