Lodos sıcak esiyor; ince bir nikaab-ı sefîd
Ufukta dağları örtmüş; güneş eşi’asını
Amûden indiriyor; bir şehîk-i hâr ü medîd
Fezâda titretiyor hîre-sâz lem’asını.
Bu şehka hep koca dağlarda eyliyor izhâr
Enîn-i mecruhu;
Bu lem’a andırıyor, bî-mecâl-i seyr ü firâr.
Şikeste bir rûhu.
O tâziyâne-i sûzân-ı şemse açmış dûş
Zarîf, mürde-nazar bir eşek, tek ü tenhâ;
Cevânibinde havâ pür-hevâm-ı cûş-â-cûş,
Önünde mevc-i feşâfişle zerdî-i enhâ.
Ser ü sımâhı furû-bürde, nîm-beste dehen;
Yüzünde ma’nî-yi giryân-ı ıztırâb ü keder;
Nigâh-ı sabitine sanki âşinâlık eder
Bütün letâif-i mâzî, o hâtırât-ı kühen.
Gelir sımâhına âvâze-î neşât-ı hevâm
Safîr-i istihzâ;
Gelir hayâline eşvaak-ı iştihâ vü garâm
Muhâl… bî-ma’nâ.
Ahmet Reşit Rey
(1898)
Yazılan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Suç teşkil edecek yazılardan dolayı edebice.net sorumlu tutulamaz.
Henüz yorum yok.
Bu yazıya yorum yapabilirsiniz.